Süper Lig’de Erken Kaos: Hakem Tartışmaları, Büyüklerin Performansı ve Kulüp Seçimleri

Yeni sezon Türk futbolunda daha ilk haftalardan itibaren büyük bir gerilimle başladı. Hakem kararları, saha içi olaylar ve kulüp başkanlarının sert açıklamaları, futbolun önüne geçerek gündemin ana maddesi haline geldi. Bu hafta, ligin devleri Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın hem saha içi performansları hem de yönetimsel süreçleri mercek altına alındı.

Futbol Dünyasındaki Gerilim ve Hakem Tartışmaları

Türk futbolunda bu hafta tanık olunan en büyük yalanın “Nefret yok, futbol var” söylemi olduğu dile getirildi. Ancak gerçekte durumun tam tersi olduğu, yani nefretin var olup futbolun olmadığı belirtildi. İnsanların birbirine karşı öfke dolu olduğu bir ortamda, futbolun güzelliklerinin kaybolduğu vurgulandı.

Fenerbahçe – Trabzonspor derbisi, bir hakem kararı nedeniyle iki büyük camiayı karşı karşıya getirdi. Maçın ardından yapılan açıklamalar, maçın kendisinden daha çok konuşuldu. Özellikle VAR hakemleri listesi incelendiğinde, tecrübesiz isimlerin kritik maçlarda görev alması büyük şaşkınlık yarattı. Davut Çelik gibi 1. Lig’de sadece iki maç yönetmiş bir ismin Fenerbahçe-Trabzonspor derbisinde, hatta Kayseri-Galatasaray maçında VAR hakemi olarak görevlendirilmesi, liyakat ve kariyer sorununu gözler önüne serdi. Aynı zamanda 5 haftada dört kez VAR hakemliği alması ve Avrupa maçına gönderilmesi, bir torpil mekanizması olduğu iddialarını güçlendirdi.

MHK’nin bu görevlendirmelerine karşı kulüp başkanlarının (Ertuğrul Doğan, Ali Koç, Dursun Özbek, Serdar Adalı) sessiz kalması da eleştirildi. Ligin daha başında büyük kaosların yaşandığına dikkat çekilerek, MHK kadrosunun ve VAR hakem listesinin radikal bir şekilde gözden geçirilmesi gerektiği vurgulandı. Hatta MHK başkanı hakkında askerlikten kalma arkadaşlarının çocuklarına pozitif ayrımcılık yaptığı ve torpil iddialarının olduğu belirtildi. Bu durumun toplumsal bir faciaya dönüşebileceği uyarısı yapıldı ve acil çözüm olarak ya tecrübeli maç hakemlerinin VAR koltuğuna oturtulması ya da yeniden yabancı VAR hakemlerine dönülmesi önerildi.

Fenerbahçe: Yeni Hoca, Derbi Analizi ve Kritik Seçimler

Fenerbahçe’nin yeni teknik direktörü Domenico Tedesco ile çıktığı ilk maç olan Trabzonspor derbisi, eksik bir Trabzonspor’a karşı oynandığı için tam anlamıyla bir kritik yapmak için uygun görülmedi. Maçın 20. dakikasında Trabzonspor’un 10 kişi kalması, dengeleri değiştirdi.

Tedesco’nun Fenerbahçe’sine dair bazı gözlemler yapıldı:

• Savunma Hattı: Rakip frikik ve duran top kullanırken kendi kalesinden 30-35 metre önde savunma kurması beğenildi. Bu, Fenerbahçe’nin uzun süredir yaşadığı kafa topu zaafına karşı önemli bir çözüm olarak değerlendirildi.
• Oyuncu Değişiklikleri: Fred ve Szymanski gibi etkili oyuncuların oyundan alınarak İrfan Can’ın oyuna dahil edilmesi eleştirildi. Özellikle 13 kez ceza alanına giren ve gol pozisyonunu hazırlayan Szymanski’nin çıkarılması yanlış bulundu.
• Tedesco’nun Yaklaşımı: Tedesco’nun “bahane üretmeyeceğim” açıklaması, Mourinho dönemindeki sürekli bahanelerle kıyaslandığında olumlu bir yaklaşım olarak görüldü.

Kulübün gündemindeki en önemli konu ise hafta sonu yapılacak başkanlık seçimleri. Seçimin bıçak sırtı geçeceği ve rahat bir seçimin olmayacağı belirtildi.

• Üç Adaylı Senaryo: Hakan Bilal Kutlualp, Saadettin Saran ve Ali Koç‘un yarışması durumunda Ali Koç’un kazanacağı öngörüldü.
• İki Adaylı Senaryo: Hakan Bilal Kutlualp’in Fenerbahçe’nin çıkarlarını düşünerek Saadettin Saran lehine çekilme ihtimali yüksek görüldü. Anketlerde Saadettin Saran’ın daha önde olması bu ihtimali güçlendiriyor.
• Delege Eğilimleri: 35 yaş altı delegelerin büyük çoğunluğunun Saadettin Saran’ı desteklediği gözlemlendi.
• Ali Koç’un Kozu: Ali Koç’un seçimi kazanması durumunda bunun sportif başarıdan ziyade kulübün ekonomisini ayakta tutmasından kaynaklanacağı ifade edildi.
• Saadettin Saran’ın Eksikliği: Saran’ın seçim sürecinde akılcı açıklamalar yapmasına rağmen, kulübün ekonomisini nasıl yöneteceğine dair inandırıcı ve ayrıntılı bir plan sunmaması eleştirildi. Seçim öncesi yapılacak konuşmaların sonucu etkileyeceği belirtildi.

Galatasaray: Ligde Fırtına Gibi, Avrupa’da Ne Yapacak?

Galatasaray, Eyüpspor galibiyetiyle lige beşde beş yaparak güçlü bir başlangıç yaptı. Kulübün ekonomik gücünün artması dikkat çekti; 3 oyuncuya toplamda 140 milyon euro bonservis ödenmesi, Türk futbol tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir durum olarak yorumlandı. Florya, Riva projeleri, sponsorluk anlaşmaları, Şampiyonlar Ligi gelirleri ve Mecidiyeköy’deki iş merkezi gibi kaynaklar sayesinde Galatasaray’ın çok ayrıcalıklı ve güçlü bir noktaya geldiği belirtildi. Kombine satışlarındaki büyük talep de bu ekonomik gücün bir göstergesiydi.

Galatasaray’ın Süper Lig’deki performansı incelendiğinde:

• Orantısız Kadro: Süper Lig’in çok üzerinde bir kadroya sahip olduğu ve maçlarını %40-50 kapasiteyle, kendini zorlamadan kazandığı ifade edildi.
• Hücum Hattı: Barış Alper ve Osimhen gibi oyuncuların hücum hattına getirdiği hırpalayıcı ve yıpratıcı etkinin, takımın başarısında kilit rol oynadığı vurgulandı.
• Transferler: İlkay‘ın geçiş oyunlarındaki önemi, Icardi‘nin golcülük yeteneği ve Sane‘nin henüz tam performansını göstermemesi gibi konulara değinildi.
• Okan Buruk: Hoca’nın oyuncu yönetimindeki başarısı ve takımın genel olarak ligde şampiyonluk favorisi olduğu belirtildi.

Şampiyonlar Ligi hedefleri ise oldukça yüksek tutuldu. Galatasaray’ın bu kadroyla final gruplarına kalamamasının başarısızlık sayılacağı belirtildi. Avrupa maçlarında ligdeki durgun görüntüsünün aksine, çok daha farklı bir Galatasaray izleneceği öngörüldü. Özellikle deplasman maçlarındaki taraftar avantajına dikkat çekildi:

• Frankfurt: Binlerce Türk taraftarın statta olacağı.
• Monaco: 14.000 kişilik statta binlerce Galatasaray taraftarının Monakoluları susturacağı.
• Ajax: Hollanda’daki Türk seyirci yoğunluğu sayesinde deplasman atmosferinin avantaja dönüşeceği.

Bu avantajların iyi değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.

Beşiktaş: Sergen Yalçın Etkisi ve Gelecek Beklentileri

Sergen Yalçın yönetimindeki Beşiktaş, Başakşehir karşısında film senaryosu gibi bir geri dönüşe imza atarak dikkatleri üzerine çekti. Yalçın’ın takıma getirdiği liderlik vasfı övgüyle karşılandı:

• Riskli Değişiklikler: Dokunulmaz sanılan Rafa Silva’yı oyundan alarak, futbolculara “Bu takımda kesilemeyecek oyuncu yoktur, hak ederseniz oynarsınız” mesajını vermesi, takımda yeni bir hava yarattı.
• Öz Eleştiri: Alanya maçı sonrası yenilginin faturasını başkalarına kesmek yerine, “Çok kötü oynadık, Beşiktaş bu olamaz” diyerek öz eleştiri yapması, Mourinho’nun sürekli bahane üretme tavrıyla karşılaştırıldığında olumlu bulundu.

Beşiktaş’ın oyuncu performansları da değerlendirildi:

• Cengiz Ünder: İlk maçında golle başlaması, hem kendisi hem de ona inanan Sergen Yalçın için müthiş bir başlangıç oldu. Cengiz’in bu performansının, Fenerbahçe’deki “kuruma” durumunu sorgulattığı belirtildi.
• Öne Çıkanlar: Toure‘nin olağanüstü performansı ve bu sezonun sansasyonu olacağı beklentisi dile getirildi. Cherny‘nin de beğenilen oyuncular arasında olduğu vurgulandı.
• Transfer Eleştirisi: Gedson Fernandes ve Masuaku gibi önemli oyuncuların takımdan ayrılması eleştirilerek, bu isimlerin yerlerinin kolay doldurulamayacağı belirtildi. Özellikle Gedson Fernandes’in Türkiye’nin en iyi orta saha oyuncusu olduğu ifade edildi.

Beşiktaş’ın hızlı ve iyi futbol oynaması, Başakşehir maçının haftanın en keyifli maçı olmasıyla seyircilere büyük keyif verdi. Sergen Yalçın coşkusu ve taraftar desteğiyle Beşiktaş’ın ligde kovalayabileceği yönünde bir umut oluştuğu belirtildi.

Sonuç

Türk futbolunda yeni sezon, saha içi rekabetin ötesinde, hakem tartışmaları ve kulüp yönetimlerinin sert demeçleriyle gergin bir atmosferde başladı. VAR sistemindeki liyakat sorunları ve torpil iddiaları, futbolun ruhuna zarar verirken, kulüplerin ve federasyonun bu duruma çözüm bulması gerektiği aciliyetle vurgulandı. Fenerbahçe, yeni hocası ve yaklaşan seçimlerle kritik bir dönemeçte; Galatasaray, ekonomik gücü ve yıldızlarla dolu kadrosuyla Süper Lig’de rahat ilerlerken Şampiyonlar Ligi’nde büyük hedefler peşinde. Sergen Yalçın’ın liderliğindeki Beşiktaş ise öz eleştiri ve genç oyuncuların parlamasıyla umut veren bir başlangıç yaptı. Umut ediliyor ki, bu gergin atmosfer yerini futbolun güzelliklerine, rekabete ve sportmenliğe bırakır.