Fenerbahçe’nin Geleceği ve Ali Koç’un Vizyonu: Tecrübe mi, Yeni Bir Macera mı?

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, 7 sezonluk görev süresinin ardından kulübün mevcut durumunu, geleceğe dair hedeflerini ve camianın beklentilerini değerlendirdi. Futbol dışındaki branşlarda elde edilen sayısız kupa ve madalyanın gurur verici olduğunu belirten Başkan Koç, futbolda beklenen şampiyonluğun henüz gelmemiş olmasının ana gündem maddesi olduğunu ifade etti. Bu röportajda, mevcut başkanın tecrübesi ile yeni adayların vaatleri arasındaki farklar, teknik direktör seçimi, transfer stratejisi ve kulübün finansal geleceği masaya yatırıldı.

7 Sezonluk Mücadele: Futbol Dışı Başarılar ve Finansal Dönüşüm

Başkan Ali Koç, 7 yıllık görev süresince futbol dışı branşlarda kazanılan kupaların ortada olduğunu, ancak futbolda şampiyonluğun gelmemesinin camianın en büyük beklentisi olduğunu dile getirdi. Rakiplerinin “kulağa hoş gelen söylemler” içinde olduğunu, sosyal medyada tartışılan konuları gündeme getirdiklerini (“e-tribünü kaldıracağız, şampiyon yapacağız”) belirtti. Koç, sadece “şampiyon yapacağız” demekle şampiyonluğun gelmeyeceğini vurguladı. Fenerbahçe’nin dünya çapında, hatta kendilerine göre dünyanın en büyük spor kulübü olduğunu, Chat GPT’ye sorulan sorularla bile bunun kanıtlandığını örneklerle anlattı.

Koç, kongre üyelerinin neden kendisini tekrar seçmesi gerektiği sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “7 senedir futbol açısından baktığınız zaman başarısızlık var ama diğer tüm süreçlere baktığınız zaman hem sportif anlamda hem sportif dışı anlamlarda bir başarı var. Verilmiş bir sessiz mücadele var.” Avrupa’nın en borçlu kulübünden bugünkü finansal yapıya ulaşmanın en büyük mücadeleleri olduğunu ve bunun sessizce yapıldığını aktardı. Finansal olarak daha sağlıklı bir yapıya ulaşmak için Bankalar Birliği’nden çıkma sürecinin yaklaştığını ve bu mücadelenin kulübün geleceği için kritik olduğunu ekledi. Koç, kulübe tamamen saf, samimi ve karşılıksız duygularla hizmet ettiklerini, futbol başarısı olsaydı bambaşka şeyler konuşulacağını, hatta kendi dönemlerinde en az iki şampiyonluklarının çalındığını (özellikle 99 gol, 99 puanlık sezon) dile getirdi.

Koç, Fenerbahçelilerin ilke ve değerlere bağlılıklarını, finansal açıdan gelinen noktayı ve futboldaki başarısızlığın sadece yönetimsel hatalardan kaynaklanmadığını bildiklerini düşündüğünü belirtti. Ayrıca, “Fenerbahçe’nin âli menfaatlerini ve bekasını düşünen insanlar aslında bizim bu, eee, camiamız için, kulübümüz için şampiyonluk şu an futbola gelmese de bir sigorta olduğumuzun gayet farkındalar” diyerek tecrübenin önemini vurguladı.

“Macera mı, Tecrübe mi?”: Rakip Adaylarla Rekabet

Başkan Koç, rakip başkan adayı Saadettin Saran’ın “7 yıldır şampiyon olamayanlardan şampiyonluk beklemek macera olur” sözlerine atıfta bulunarak kendi “macera” tanımını açıkladı. Rakip adayların sadece “şampiyon yapacağız” ve “e-tribünü kaldıracağız” dışında somut bir proje sunamadıklarını savundu. “Bu kulübün Olimpik branşları ne olacak? Salon branşları ne olacak?” gibi sorularla rakiplerin vizyon eksikliğini eleştirdi. Kulübün tesisleşme projelerinin, akademi yatırımlarının devam etmesi gerektiğini ve bunların göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti.

Koç, seçim sürecinin “medeni bir yarış” içinde geçtiğini söylese de, rakiplerin tutumlarını eleştirdi. Özellikle bahsi geçen bir yasal düzenleme konusunda Saadettin Saran ile istişare ederek bakanlıklarla görüştüğünü, ancak sonrasında Saran’ın kendi adaylığına müdahale ediliyormuş gibi bir hava yarattığını iddia etti. Bu durumun “samimi bir ortam” olmadığını dile getirdi. Ayrıca, geçmişte kulübün zor zamanlarında destek olmayanların şimdi başkanlık için ortaya çıkmasını eleştirdi, hatta bazı sosyal medya hesaplarının Fenerbahçeli bile çıkmadığını ve organize bir kötülükle karşı karşıya olduklarını söyledi.

Teknik Direktör Değişimi: Mourinho Dönemi ve Tedesco Tercihi

Mourinho ile yolların ayrılması kararının kendisi için “çok zor” ve “insani açıdan da çok çok zor” olduğunu belirten Koç, bunun Mourinho’nun kariyeri veya finansal yükümlülükler yüzünden olmadığını, daha çok işin manevi tarafından dolayı üzüldüğünü ifade etti. “Benim için bir hocadan çok daha fazlasıydı. Benim ailemin parçasıydı” diyerek Mourinho ile olan özel bağını dile getirdi. Ancak kararın gerekçesini, Fenerbahçe’nin DNA’sındaki ofansif, baskın futbol anlayışının geçen sezon sahaya yansımaması olarak açıkladı. Özellikle ilk beş resmi maçta (Benfica elenmesi de dahil) görülen tablonun geçen sezonki futbolla paralellik arz etmesi nedeniyle, tünelin sonunda şampiyonluk açısından “fazla ışık göremedikleri için bu zor kararı almak zorunda kaldıklarını” belirtti.

Domenico Tedesco tercihini ise detaylı kriterler üzerinden açıkladı:

Dil Yeteneği: 6 lisan bilmesi, yabancı oyuncularla iletişim için kritik.
Esnek Oyun Anlayışı: Birden fazla oyun felsefesine sahip olması, taktiksel deha.
İlk Yıl Etkisi: İlk senesinde fark yaratma potansiyeli.
Modern Futbol Anlayışı: Genç ve modern futbolu yansıtan profil.
Bireysel Performans Gelişimi: Oyuncuların kişisel gelişimine katkı sağlaması.
Avrupa Tecrübesi: Şampiyonlar Ligi çeyrek finali ve Avrupa Kupası yarı finali görmüş olması.
Yıldızlarla Çalışma: Belçika Milli Takımı’ndaki gibi yıldızlarla çalışma tecrübesi.
Detaylı Sunumlar: Daha ikinci toplantıda Trabzon maçının detaylı analizini sunması.

Bu seçimin, basketbol şubesindeki Sarunas Jasikevicius (Saras) ve Derya Yazıcı modeli gibi, başlangıçta tepki çekse de iyi sonuçlar vereceğine inandıklarını ifade etti. Seçime 11 gün kala Tedesco’nun takımın başına getirilmesinin eleştirilere yol açtığını kabul etti, ancak bu kararın uzun vadeli bir planlamanın sonucu olduğunu belirtti.

Transfer Stratejisi ve Devin Özek’in Rolü

Devin Özek’in sportif direktör olarak atanması ve yeni transfer metodolojisi hakkında bilgi veren Koç, “Fenerbahçe’de işler iyi giderse profesyonellerin, iş kötü giderse sadece başkanın sorumluluğu” anlayışını vurguladı. Özek’in geliştirdiği metodolojinin, son 5 yılın Avrupa ve Türkiye şampiyonları ile Avrupa Kupası finalisti takımların analizine dayandığını anlattı. Bu analizler sonucunda belirlenen kilit noktalar ve bu doğrultuda yapılan nokta atışı transferler şunlardı:

Çok Yönlülük: Nene (sağ kanat, sol kanat, forvet arkası), Archibrun (stoper, sol bek, sol kanat), Semedo (sağ bek, stoper, sağ kanat), Edson (6-8 numara, stoper).
Liderlik: Milan Çığır (kaptanlık), Edson (Meksika kaptanı), Semedo (Wolverhampton kaptanı), Ederson (Brezilya 3. kaptanı, City kaptanı).
Gençlik ve Hız: Kerem Aktürkoğlu, Archibrun, Duran, Nene (23-24 yaş altı, hepsi çok hızlı).
Şampiyonluk Mentalitesi: Geçmişte kupa kazanmış oyuncular.
Gol Katkısı: John Duran (çok gol atıyor), Kerem (34 gol katkısı), Nene (geldiği yerin gol kralı).

Koç, tüm bu transferlerin planlı olduğunu ve Benfika elenmesi sonrası panik kararlar olmadığını, örneğin Kerem Aktürkoğlu ve Asensio transferlerinin çok daha önceden görüşüldüğünü detaylarıyla açıkladı. Ederson transferinin ise tesadüf eseri ortaya çıktığını, ancak yine de planlı bir kaleci arayışının parçası olduğunu belirtti. En büyük borçlarının şampiyonluk borcu olduğunu vurguladı.

Finansal Yapılanma ve Gelecek Projeleri

Fenerbahçe’nin sponsorluk gelirlerinde büyük bir artış olduğunu belirten Başkan Koç, gelirleri 175 milyon Euro’dan 350 milyon Euro’ya çıkardıklarını, ancak rahat nefes alabilmek için 400-450 milyon Euro bandında olmaları gerektiğini söyledi. Futbol dışı branşlardaki açığın (basketbolda 14-16 milyon Euro’dan 6-7 milyon Euro’ya düşmesi) hala devam ettiğini ve bu açıkların karşılanması gerektiğini aktardı.

Maltepe projesinin temel atma törenini gerçekleştirdiklerini hatırlatan Koç, bunun kulübün ve Türk futbolunun geleceği için kritik olduğunu vurguladı. Arda Güler, Yusuf Akçiçek, Elif Elmas ve Ferdi Kadıoğlu gibi genç oyunculardan elde edilen 97 milyon Euro’luk gelirin önemine dikkat çekti. Maltepe tesislerinin, Fenerbahçe altyapısından Avrupa’ya oyuncu gönderme vizyonunu güçlendireceğini ve genç yetenekleri kulübe çekmek için bir cazibe merkezi olacağını ifade etti.

Kulübün finansal dönüşümünü şu rakamlarla özetledi:

Kadro değeri 70 milyon Euro’dan 315 milyon Euro’ya çıktı.
Banka borcu 347 milyon Euro’dan 69 milyon Euro’ya indi.
Yükümlülükler 300 küsur milyon Euro’dan 200 küsur milyon Euro’ya indi.

Bu başarıların, TL’nin değer kaybı, yüksek faizler, enflasyon, artan vergiler (%15’ten %40’a), Covid pandemisi, yayın gelirlerindeki düşüş ve Sportoto gelirlerinin Euro bazında azalması gibi zorlu ekonomik koşullara rağmen elde edildiğini belirtti. Bankalar Birliği anlaşmasının önemine değinerek, Fenerbahçe’nin dik duruşu sayesinde 5 yıllık değil, 9 yıllık bir anlaşmanın hayata geçtiğini ve bunun mali disiplini sağladığını söyledi. Kenan Evren Lisesi ve Kayışdağ Koleji arazileri gibi projelerden elde edilecek gelirlerin Bankalar Birliği borcunun kapatılmasına aktarılacağını ve stadın kapasite artırımı gibi büyük projelerin finansal bağımsızlık sayesinde mümkün olacağını ekledi.

En Büyük Doğru ve Hata

Ali Koç, 7 yıllık başkanlık dönemindeki en büyük doğrusunun “finansal süreç” olduğunu belirtti. “1 milyon euroluk teminat mektubu bile verememekten, faizler %10-12 iken %48-50’lerden faktöring yapan, UEFA’nın batmaya en yakın olarak işaret ettiği bir kulüpten bu noktaya gelmek bence bizim en büyük başarımız” dedi. En büyük hatasını ise “2018’de aday olmak” olarak nitelendirdi. Keşke bir yıl sonra, yani 2019’da aday olsaydı, o zaman kulübün içinde bulunduğu durumun çok daha net ortaya çıkacağını ve yaptıkları işlerin kıymetinin daha iyi anlaşılacağını düşündüğünü söyledi. Sportif açıdan ise ilk yıllarda takıma fazla müdahale etmelerini (Joseph de Souza ve Giuliano transferleri sonrası) hata olarak gördüğünü belirtti.

Taraftarın Gücü ve Birlik Beraberlik Mesajı

Koç, sosyal medyayla hiçbir alakasının olmadığını, inanmadığı bir şeyi yapmayacağını ve popülist kararlar almadığını vurguladı. “Türkiye Cumhuriyeti tarihinde benim yediğim linç kimse yememiştir” diyerek maruz kaldığı eleştirilerin boyutunu dile getirdi. Taraftarın düşüncesiyle karar almadığını, aksine “e-tribünü kaldıracağız” gibi popülist söylemlerin kulübe zarar vereceğini ifade etti. Fenerbahçe camiasının “organize kötülük” olarak adlandırdığı trol hesaplar ve sosyal medya linçleriyle mücadele etmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, kulübün zor zamanlarında yanında durmayan, 3 Temmuz sürecinde bile kulübün karşısına geçenlerin bugün başkan adayı olmasını “Fenerbahçe camiasının ayıbı” olarak niteledi.

Başkan Koç, son olarak camiaya birlik ve beraberlik çağrısı yaptı: “Bir tane Fenerbahçe var.” Kulübün etrafında dönenleri, içinde bulunduğu konjonktürü ve birlik beraberliğin ne kadar tehlikede olduğunu herkesin çok iyi kavraması gerektiğini söyledi. “Kayıtsız şartsız bir Fenerbahçe diyorsak şartlar ne olursa olsun Fenerbahçe’ye destek olmak durumundayız” dedi. Dışarıdan yıkılamayan Fenerbahçe’nin, içeriden yıkılmaya çalışıldığını, “fitne, fesat, yalan, iftira” ile demokratik hak kılıfı altında saldırıların yapıldığını belirtti. Futbolculara küfür eden, başarıyı görmezden gelen taraftar profilinin Fenerbahçe’nin DNA’sıyla uyuşmadığını, “pazara kadar değil mezara kadar” ruhunun bu olmadığını vurguladı. Şampiyonluğun bir numaralı hedef olduğunu, ancak ikinci ve bir buçukuncu hedeflerinin camiayı tekrar birlik ve beraberliğe kavuşturmak olduğunu dile getirdi. Konuşmasını, “Filenin Sultanları”na teşekkür ederek ve erkek basketbol takımına başarılar dileyerek tamamladı.