Derbinin Gölgesinde: Hakem Hataları, Yönetim Eleştirisi ve Trabzonspor’un Geleceği

Trabzon deplasmanı programımıza hoş geldiniz. Her hafta olduğu gibi bu hafta da rekor izlenme sayılarımızla büyük bir başarıya imza attık. Bu programın beklenenin çok üzerinde bir ilgi görmesinden dolayı tüm izleyicilerimize içten teşekkürlerimizi sunarız.

Trabzonspor – Fenerbahçe Derbisi: Sahadan Çok Saha Dışı Konular Gündemde

Bu hafta oynanan derbi maçta, sahanın içinde yaşananlardan ziyade saha dışında gelişen olaylar konuşulmaya değerdi. Maçı komple değiştiren kararlar, futbolun önüne geçerek tartışmaların odağı haline geldi.

Onuachu’nun İptal Edilen Golü: Büyük Bir Kepazelik Mi?

Maçın en kritik anlarından biri, Onuachu’nun golünün VAR kararıyla iptal edilmesiydi. Çoğu yoruma göre, pozisyonda faul yoktu. Özellikle Fırat Aydınus ve Serdar Çelikler gibi isimlerin de belirttiği üzere, Schickrinier’in kolunun zıplama pozisyonuna denk gelmesi, topa vurduğu anlamına gelmiyordu. Temas olması da direkt faul olduğu manasına gelmiyor. Futbolcuların top geriye sektiğinde hakemi etkilemeye yönelik hareketleri doğal olsa da, gol verildikten sonra VAR’ın bu pozisyona çağırması “büyük bir kepazelik” olarak nitelendirildi. Böyle gergin bir derbide, tecrübesiz hakemlerin görevlendirilmesi, kararların tartışılma zeminini hazırladı.

Okay Yokuşlu’nun Kırmızı Kartı: Maçın Kırılma Anı

İptal edilen golün ardından Okay Yokuşlu’nun gördüğü kırmızı kart da maçın seyrini tamamen değiştirdi. Topa yetişmek için hamle yaptığını düşündüğümüz Okay’ın bu kararı, “büyük bir amatörlük” olarak yorumlandı. Özellikle Kerem gibi hızlı bir oyuncuya arkası dönük bir şekilde müdahale etmesi, kariyerinde sayısız maça çıkmış bir oyuncu için kabul edilemez bulundu. Bu kırmızı kart, Trabzonspor’un maça dahil olma hakkını adeta elinden aldı ve takımın şansını bitiren nokta oldu.

Kulüp Yönetimi ve Hakem Kurulları Üzerine Eleştiriler

Fatih Tekke’nin duygusal açıklamaları ve Ertuğrul Doğan’ın itidalli söylemleri, yaşanan krizin boyutunu gözler önüne serdi. Son bir buçuk yılda yaşanan Süper Kupa olayları, hakem kararları ve diğer krizler düşünüldüğünde, bu derbideki hataların daha büyük bir skandala yol açabileceği endişesi vardı. Trabzonspor taraftarları ve yorumcular, kulübün haklarının yeterince savunulmadığını, yönetimin bu konularda pasif kaldığını düşünüyor.

Türk Futbolunda “Güçlünün Adaleti”

Türkiye’deki futbol ortamında “güçlünün adaleti”nin hüküm sürdüğü eleştirileri sıkça dile getiriliyor. Kural kitabına göre değil, büyük camiaların etkisiyle kararların değişebildiği, VAR uygulamasına rağmen Trabzonspor’un sürekli “doğrandığı” ifade ediliyor. Fenerbahçe-Eyüpspor maçındaki benzer bir pozisyonun faul olmasına rağmen golle sonuçlanması, bu maçtaki faul olmayan pozisyonun iptal edilmesi, çifte standarda örnek olarak gösteriliyor.

Medyasız Olmaz: Medyanın ve Sosyal Medyanın Etkisi

Medyanın, özellikle de sosyal medyanın futbol üzerindeki etkisi de önemli bir tartışma konusuydu. Ticari kaygılarla hareket eden medyanın, çoğunlukla büyük İstanbul takımları etrafında döndüğü, bu durumun Trabzonspor ve Beşiktaş gibi kulüpleri göz ardı ettiği belirtiliyor. Sosyal medyadaki “toksik” ortamın, futbol ahlakını bozduğu ve taraftarlar arasında sürekli bir “bize de yaptılar, onlara da oldu” döngüsü yarattığı vurgulanıyor. Bu durumun, federasyon kararlarından transferlere kadar her alana yansıdığı düşünülüyor.

Trabzonspor Takımı ve Bireysel Performanslar

Takımın genel mücadelesi ve teknik direktör Fatih Tekke’nin performansı olumlu bulunsa da, bazı oyuncuların bireysel performansları eleştirildi.

Onana’nın Kurtarışları Maçın Oyuncusu Yaptı

Maçın oyuncusu tartışmasız Onana olarak gösterildi. İlk maçında, bu kadar gergin bir atmosferde, takım 10 kişi kalmışken gösterdiği sakin ve üst düzey performansı büyük beğeni topladı. Fred’in sol direk dibine giden şutunu inanılmaz bir şekilde çıkarması, Uğurcan Çakır’ın Beşiktaş maçındaki performansına benzetildi. Onana’nın topa uzanış şekli, sahada duruşu, Savic ile iletişimi ve pozisyonlardaki akılcı müdahaleleri, uzun zamandır izlenen en iyi kaleci performanslarından biri olarak öne çıktı. Onun bu performansı, takımın daha ağır bir mağlubiyet almasını engelledi.

Okay ve Folkarelli’nin Zor Anları

Okay Yokuşlu’nun kırmızı kart görmesi ve Folkarelli’nin maç içindeki ezilmesi, takımın orta saha kurgusundaki sorunları gösterdi. Folkarelli’nin, Okay’ın atılmasının ardından artan sorumluluk altında ezildiği, yaratıcılık ve teknik kapasite olarak Trabzonspor’un beklediği “8 numara” profilinde olmadığı belirtildi. Fatih Hoca’nın Muçi’yi daha erken çıkarması gerektiği ancak alternatif eksikliğinden dolayı bu kararı alamadığı da dile getirildi.

Ozan Tufan ve Kerem Demirbay Tartışması

Ozan Tufan’ın defansif farkındalığının düşük olduğu, merkezi oynadığında takıma eksi yazdırdığı ancak bek pozisyonunda daha etkili olabileceği yorumu yapıldı. Kerem Demirbay’ın Trabzonspor için bir “8 numara” adayı olup olamayacağı da tartışıldı. Bir görüş, Kerem’in Galatasaray’daki iyi performansına işaret ederken, diğer görüş onun Trabzonspor’un dinamik yapısına uymadığını, karakterinin de bu takıma uygun olmadığını savundu. Özellikle Fatih Tekke’nin sisteminde dinamik ve sürekli hareket halinde oyunculara ihtiyaç duyulduğu, Kerem’in bu beklentiyi karşılayamayacağı dile getirildi.

Türk Futbolunda Değişim Umudu ve Gelecek Beklentileri

TFF yönetiminde olası bir değişiklik beklentisi, Türk futbolunda daha adil bir sistem umudunu yeşertiyor. Trabzonspor taraftarları olarak kulübün haklarının daha iyi savunulması ve hakem hatalarının önüne geçilmesi bekleniyor. Program, Galatasaray-Fenerbahçe rekabetinin ekonomik ve medya anlamında diğer kulüpleri gölgede bırakmasına dikkat çekerek, Trabzonspor ve Beşiktaş gibi takımların daha fazla görünürlük kazanması gerektiğini vurguladı.

Bu zorlu süreçte, Trabzonspor’un teknik ekibi ve genç oyuncularının baskı altında gösterdiği mücadele takdire şayan bulundu. Takımın geleceğe dair umut vaat ettiği, ancak yönetimin kulübün haklarını savunma konusunda daha aktif olması gerektiği sonucuna varıldı.