Türk Futbolunun Derinlikleri: Şampiyonluklar, Skandallar ve Teknik Direktörler
Ahmet Çakar, Aspor YouTube kanalındaki çarpıcı açıklamalarıyla Türk futbolunun perde arkasını aydınlattı. Fenerbahçe’nin Tedesco hamlesini “kumar” olarak nitelendirirken, Galatasaray’ın şampiyonluk yolundaki avantajını vurguladı. Kara borsa bilet skandalından transferdeki yolsuzluklara, hakem kararlarından tarihi maçların gizemine kadar birçok konuda cesur yorumlarda bulunan Çakar, teknik direktörleri de not yağmuruna tuttu. Bu yazımızda, onun bu derinlemesine analizlerini ve Türk futboluna dair kritik tespitlerini bulacaksınız.
Kara Borsa Bilet Skandalı ve Türk Futbolundaki Kirlilik
Galatasaray’da yaşanan kara borsa bilet soruşturmasına değinen Çakar, bu olayın sadece bir kulübe özgü olmadığını, Türkiye’deki birçok takımın bu tür uygulamalara başvurduğunu belirtti. Anadolu takımlarının statlarını doldurmakta zorlandığı için bu duruma ihtiyaç duymadığını ancak büyük kulüplerin bu yola başvurduğunu ifade etti. Yargı kararına saygı duyduğunu ancak kendisinin kara borsa bilet skandalının varlığına inandığını dile getirdi.
Türk futbolundaki “pis kokuların” nereden geldiği sorusuna ise çarpıcı bir yanıt verdi: “Futbol bir spor değildir!” Futbolun milyarlarca euro dönen bir endüstri olduğunu, başkanlara popülarite, idarecilere ve hatta Anadolu’da siyasi bekaya yön verdiğini söyledi. Yolsuzlukların futbol gibi gri alanlarda tespit edilmesinin zorluğuna dikkat çekti. Ona göre, yolsuzluklar iki ana kaynaktan besleniyor:
- Transferlerdeki Açıklar: Başkan, menajer ve futbolcu üçgeninde kulüplerin soyulduğunu, özellikle Anadolu kulüplerinde bu durumun yaygın olduğunu belirtti. Belçika veya Hollanda alt liglerinden düşük maaşla oynayan siyahi oyuncuların fahiş fiyatlarla transfer edildiğini ve bu paranın üstünün başkan, menajer ve oyuncu arasında bölüşüldüğünü iddia etti. Bu tip yolsuzlukların itiraf olmadığı sürece ortaya çıkarılamayacağını vurguladı.
- Bahis Endüstrisi: En büyük şikelerin bahis baronları tarafından yapıldığını söyledi. Real Madrid – Alaves gibi mutlak favorinin olduğu maçlarda, 1.05-1.10 gibi düşük oranlarla belirlenen favori takımın maçının bilerek “yıkıldığında” bahis baronlarının milyarlarca dolar kazandığını ifade etti. Çakar, dünya futbolunun genel olarak kirli olduğunu, Almanya (Bochum dosyası) ve İtalya (Juventus’un küme düşürülmesi) gibi ülkelerde de benzer skandalların yaşandığını hatırlattı. UEFA ve FIFA’nın da siyasi kararlar aldığını (Rus takımlarının men edilmesi, İsrail takımlarının oynamaya devam etmesi) örnek gösterdi.
Teknik Direktör Puanlamaları
Ahmet Çakar, bazı önemli teknik direktörlere 10 üzerinden puanlar verdi:
- Mourinho: Genel kariyeri için 9, ancak Fenerbahçe’deki dönemi için 0. “Sıfır otur!” yorumunu yaptı.
- Fatih Terim: Bir Türk antrenörün alabileceği en yüksek notu verdi: 9.
- Tedesco: Fenerbahçe’nin yeni antrenörü için “Soru işareti” dedi ve net bir puan vermedi. Kariyerinde şampiyonluk yaşamamış olmasını ve Türkiye ligini bilmemesini bir risk olarak değerlendirdi.
- İsmail Kartal: 8. Eğer Büyükekşi Federasyonu olmasaydı 99 puanla şampiyon olacağını iddia etti.
- Okan Buruk: 7. Galatasaray’da Fatih Terim kadar efsane olma yolunda ilerlerken, Avrupa’da komik bir şekilde başarısız olduğunu belirtti (AZ Alkmaar, Sparta Prag, Young Boys gibi takımlara elenmesi). “Paradoksal bir hoca” olarak tanımladı.
- Christoph Daum: 8.5.
- Sergen Yalçın: 8.
- Zico: 8. Fenerbahçe’de takımı Sevilla’yı eleyecek seviyeye getirmesini ve o kadronun şimdiki kadrolardan daha iyi olmadığını vurguladı.
- Emre Belözoğlu: 5. Hiçbir başarısı olmadığını ve Ankaragücü teknik direktörüyken bir hakemin dövülmesi olayında payı olduğunu söyledi.
- Aykut Kocaman: 7.5 veya 8. Kendisiyle anlaşamadığını ancak “Türk futbol tarihinin gelmiş geçmiş en namuslu teknik direktörü” olduğunu ifade etti.
Aykut Kocaman ile Kişisel Anı
Aykut Kocaman ile aralarındaki soğukluğa dair bir anısını paylaştı. Marmaris’te bir etkinlikte aynı otelde kalacaklarını öğrenen Aykut Kocaman’ın, Ahmet Çakar’ın orada olduğunu öğrenince eşiyle birlikte gece 03:00’te oteli terk ettiğini anlattı. Bu durumu “çocukluk” olarak nitelendirdi.
Denizli 2006 ve Ankaragücü 8-0 Maçlarının Perde Arkası
Denizli 1 – Fenerbahçe 1 (2006)
2006 yılındaki Denizlispor – Fenerbahçe maçının manipüle edildiğini iddia etti. Maç öncesi yapılan anlaşmaya göre, Denizlispor’un yenilse bile kümede kalacağı, Fenerbahçe’nin ise şampiyon olacağı bir senaryo olduğunu belirtti. Maçı uzatmak için konfeti atmak gibi yöntemlere başvurulduğunu anlattı. Ancak, Denizlispor’dan Yusuf Şimşek’in “ahlaklı bir adam” olarak yenilmeye direnmesiyle maçın 1-1 bittiğini ve Fenerbahçe’nin şampiyonluğu kaybettiğini söyledi. Kendi hakeminin de bu manipülasyona alet olmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Ankaragücü 0 – Galatasaray 8 (1993)
1993’teki Ankaragücü – Galatasaray maçının 8-0’lık skorunun kendisini şaşırtmadığını söyledi. Maçın sonucunun şampiyonluk için kritik olmadığını, Galatasaray’ın 1-0 da kazansa Beşiktaş’ın Gençlerbirliği’ni yendiği için yine şampiyon olacağını belirtti. Ankaragücü kalecisi Zalad’ın bilerek gol yediğine inanmadığını, eğer bir sıkıntı varsa bunun takım içinde olduğunu düşündüğünü ifade etti.
Taraftar Sayıları ve Hakemlerin Futbolculara Takması
Türkiye’nin en çok taraftarı kimde sorusuna, 20-22 yıl öncesine kadar Fenerbahçe’nin önde olduğunu ancak şu anda Galatasaray’ın Fenerbahçe’den %3-4 oranında önde olduğunu düşündüğünü söyledi. Bu durumu Galatasaray’ın 2000’li yıllardan sonraki UEFA Kupası ve Süper Kupa başarılarına, Fenerbahçe’nin ise başarısızlıklarına bağladı.
Hakemlerin futbolculara “takması” konusuna kesinlikle karşı çıktı. Bir hakemin peşin hükümlü sahaya çıkmasının mesleğine ihanet olduğunu vurguladı. Hakemin adaletli olması gerektiğini, tıpkı bir yargıç gibi siyasi görüşlerini veya kişisel antipatilerini bir kenara bırakması gerektiğini ifade etti.
Çakar Sözlük: Medya Dünyasından İsimler
Medya dünyasından bazı isimleri yorumladı:
- İbrahim Seten: “Anasının gözüdür. Türk medyasını pozitif anlamda manipüle etmiştir. Barondur, komitacıdır.”
- Serhat Ulueren: “Şeytandır. Çok kurnaz, zeki ve çalışkandır. Ancak stratejik hatalar yapmıştır.”
- Ertem Şener: “Türk spor medyacılığının Maradona’sıdır, bir numaradır. Medyada çalıştığım en dürüst, en temiz kalpli, en iyi insandır.”
- Şansal Büyüka: “Tatlı adamdır, severim. Türk spor yayıncılığının bir döneminde barondu, abiydi. Kimseye kötülüğü olmaz. Uzlaşmacı, himaye edici, diplomatik bir tarzı vardır.”
- Erman Toroğlu: “Abimdir. Hayatımızın 40 yılının 10 yılı hariç beraber geçti. Emeği vardır. İyi insandır, mütevazı adamdır.”
- Sabri Ugan: “Allah rahmet eylesin. İyi insandı ama fazla tanımazdım.”
Tedesco Kumarı, Beşiktaş ve Cengiz Ünder’in Son Çıkışı
Ali Koç’un Tedesco hamlesini “kumar” olarak değerlendiren Çakar, hayatın kumar değil, tercihlerin bir sonucu olduğunu belirtti. Fenerbahçe için bu senenin bir kırılma noktası olduğunu, şampiyon olamazlarsa Galatasaray’ın önümüzdeki 3-4 yılı domine edeceğini öne sürdü. Tedesco’nun Türkiye ligini bilmemesi, şampiyonluk stresi yaşamaması ve yeni bir kültüre adapte olma sürecinin Fenerbahçe’ye puan kaybettirebileceğini vurguladı. “İki defa üç defa tokat yedin mi 6 puan. Bu da şampiyonluk gitti demektir,” dedi.
Beşiktaş’ın bu sezon şampiyon olamayacağını kesin bir dille ifade etti. Şampiyonluk yarışının sadece Fenerbahçe ve Galatasaray arasında geçeceğini söyledi.
Cengiz Ünder için Beşiktaş’ın “köprüden önceki son çıkış” olduğunu belirtti. Yıllar önce Türkiye’nin en önemli oyuncularından biri olan Cengiz’in düşüşe geçtiğini, yeteneğinin değil, “profesyonel karakterinin” azaldığını savundu. Cengiz’in kötü yaşadığını, alkol ve sigara problemi olduğunu iddia ederek, “Ekmeğini fiziğinle kazanıyorsun. Bırak şu lanet pis işleri,” diyerek uyarılarda bulundu.
Sergen Yalçın ve Ozan Ergün Değerlendirmesi
Sergen Yalçın’ın özel hayatıyla ilgili eleştirilere rağmen, onun çok büyük bir yetenek olduğunu yineledi. “Sergen 20 yaşında bu kadar profesyonel yaşamış olsaydı en az iki tane Ballon d’Or’u olurdu. Bir Zidane gibi, bir Messi gibi olabilirdi,” diyerek Sergen’i Kevin De Bruyne’den bile daha yetenekli bulduğunu ifade etti. Türk futbol tarihinin en yetenekli iki futbolcusunun Sergen Yalçın ve Rıdvan Dilmen olduğunu söyledi.
Fenerbahçe-Trabzonspor maçının hakemi Ozan Ergün’ü ise övdü. Genç hakemler içinde kumaşı en iyi ve en yetenekli hakemin Ozan Ergün olduğunu, Merkez Hakem Komitesi başkanına da bunu söylediğini belirtti. Umarım bu maçta şanssızlık yaşamaz ve başarılı olursa istikbalinin parlak olacağını ekledi.
Barış Alper Yılmaz ve Galatasaray Başkanları Sıralaması
Barış Alper Yılmaz’ın Suudi Arabistan transfer süreci ve ardından özür dilemesi hakkında yorum yaptı. Barış Alper’in “stratejik hata” yaptığını, idmanlara çıkmamasını “silah çekmek” olarak nitelendirdi. Özür dilemesinin “hata yaptığını kabul etmek” anlamına geldiğini ve taraftarın bunu unutmayacağını, kötü oynadığında intikam alacağını söyledi. Bu durumun oyuncunun yaşadığı ağır stres ve depresif tablonun bir sonucu olduğunu savundu.
Galatasaray başkanlarını başarılı yönetim açısından sıraladı:
- Faruk Süren: Arka arkaya lig şampiyonlukları ve UEFA şampiyonluğu nedeniyle bir numara.
- Özhan Canaydın ve Mustafa Cengiz: Adamlık ve ahlaki değerler açısından zirveye koydu.
- Dursun Özbek: Faruk Süren yolunda ilerliyor.
- Adnan Polat: Galatasaray için bir abi, önemli hizmetler üstlenmiş.
- Ünal Aysal: Bir “yol kazası” olarak nitelendirdi. Fatih Terim’i idman bitiminde kovmasını eleştirdi, Terim’in Galatasaray’a hizmetinin %1’ine bile sahip olmadığını söyledi.
3 Temmuz Süreci ve Komplo Teorileri Üzerine Düşünceler
3 Temmuz 2011 sürecinin FETÖ kumpası olduğunun mahkeme kararıyla tescillenmesine rağmen, Aziz Yıldırım’ın bile cemaat yapmamıştır dediğini hatırlatarak, artık operasyonlara temkinli yaklaştığını ifade etti. 11 Eylül saldırıları ve İzmir’deki polis şehit edilmesi olayları gibi küresel ve yerel olaylarda görünenin arkasında istihbarat örgütleri ve baronlar olabileceği görüşünü savundu. Bu tür olayların basite indirgenerek açıklanmasına inanmadığını, “yoğurdu üfleyerek değil, yoğurdu dip frize atarım öyle yerim” diyerek artık her şeye daha şüpheci yaklaştığını vurguladı.
Mourinho’nun Fenerbahçe’ye Verdiği Zarar
Mourinho’ya yaptığı eleştirileri tekrarladı ve ona “ne yapsam azdır” dedi. Mourinho’nun sadece kötü antrenörlük yapmakla kalmadığını, “ahlaksız insanlık” yaptığını ve Fenerbahçe’ye ağır zarar verdiğini iddia etti. Onu bir yılana benzeterek, önce diğerlerini hedef aldığını, sonra hakemlere, yayıncı kuruluşa, Okan Buruk’a ve medyaya saldırdığını, en sonunda da Ali Koç’a dalınca kovulduğunu söyledi. “Besle kargayı oysun gözünü” atasözünü kullanarak durumu özetledi.
Tedesco’ya “Almanya’nın Ersun Yanalı” Benzetmesi ve 1959 Öncesi Şampiyonluklar
Haşmet Babaoğlu’nun Tedesco’yu “Almanya’nın Ersun Yanalı” olarak benzetmesine katıldığını ifade etti. Tedesco’nun bilimsel verilere dayalı çalışmasının iyi olduğunu ancak bir teknik direktörün maçı okuyabilme ve oyuncularla psikolojik bağ kurabilme yeteneğinin de olması gerektiğini belirtti. Ersun Yanal’ın bu ikincisinde yetersiz kaldığını ima etti.
Mevlüt Tezel’in 1959 öncesi şampiyonlukların sayılması gerektiği yönündeki sorusuna ise kesin bir “evet” yanıtı verdi. Türkiye Futbol Federasyonu’nun 1923’te kurulduğunu hatırlatarak, bu tarihten sonra oynanan bütün mahalli, ulusal veya bölgesel liglerdeki şampiyonlukların sayılması gerektiğini savundu. Baba Hakkı, Turgay Şeren, Lefter gibi efsane isimlerin 1959 öncesinde top koşturduğunu ve onların haklarının yenmemesi gerektiğini vurguladı. Şampiyon Kulüpler Kupası adıyla oynanan turnuvalarda yarı final oynayan Türk takımları olduğunu örnek göstererek, isim değişikliğinin ya da bölgesel olmanın şampiyonluk değerini düşürmemesi gerektiğini belirtti.
Galatasaraylı Futbolcuların Kart Durumları ve Ligdeki Kollanma İddiası
Mevlüt Tezel’in Galatasaraylı futbolcuların milli ve Avrupa maçlarında kolayca kırmızı kart görmesine karşın ligde daha az kart görmesiyle ilgili sorusunu yanıtladı. Barış Alper Yılmaz ve Szalai’nin gereksiz kartlar görmesini yorumlarken, bunun arkasında “dünya baronları” veya “hırs” gibi ihtimallerin olabileceğini söyledi. Barış Alper’in yaşadığı ağır stres ve depresif durumun, milli takımda ilk 11’den kesilmesinin bilinçaltı bir tepkiyle kart görmesine neden olduğunu düşündüğünü ifade etti.
Süper Lig’deki sarı/kırmızı kart tablosu yorumlarına gelince, bu yorumların kesin sonuç olmadığını ancak kendi gözlemlerine göre “özellikle üç büyükler ve üç büyüklerin içinde Galatasaray abartılı şekilde kart konusunda kollanan takım olmuştur” iddiasını ortaya attı. Kart kararlarında hakemden hakeme, hocadan hocasına farklı yorumların olabileceğini ancak bazı pozisyonların net olduğunu belirtti.
Ahmet Çakar, Türk futbolunun sadece skorlardan ibaret olmadığını, derinlerde yatan sorunları, stratejik hataları ve manipülasyonları cesurca dile getirdiği bu programıyla yine gündem yaratmayı başardı.