Fenerbahçe’nin Finansal Dönüşüm Hikayesi: Zorluklar ve Başarılar

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı, görev süresi boyunca kulübün yaşadığı finansal dönüşümü, karşılaşılan zorlukları ve elde edilen başarıları detaylı bir şekilde anlattı. Kulübün batık durumdan çıkışı, sportif branşlardaki gelişmeler ve geleceğe yönelik hedefler bu değerlendirmenin ana eksenini oluşturdu.

En Büyük Başarı: Finansal Mücadele

Başkan, göreve geldiklerinde kulübün içinde bulunduğu finansal durumu “en büyük mücadelemiz” olarak tanımladı. Avrupa’da hem kadınlarda hem de erkeklerde EuroLeague şampiyonluğunu kazanan tek takım olmanın getirdiği basketbol markasının yanı sıra, asıl başarının mali alanda verildiğini belirtti. Kulübün 1 milyon avroluk teminat mektubunu dahi veremediği, faizlerin %10-12 iken %48-50’lerden faktöring yaptığı ve UEFA tarafından “batmaya en yakın kulüp” olarak gösterildiği bir noktadan bugüne gelmenin sessiz ve kıymeti bilinmeyen bir mücadele olduğunu vurguladı.

Bankalar Birliği Anlaşması ve Kulübün Duruşu

Bankalar Birliği ile yapılan 5 yıllık anlaşmaya başlangıçta katılmayan tek kulübün Fenerbahçe olduğunu hatırlatan Başkan, o dönemde diğer kulüp başkanlarından gelen eleştirilere rağmen doğru bildikleri yoldan şaşmadıklarını ifade etti. Anlaşmanın yanlış iliklendiğini düşündüklerini ve bu duruşları sayesinde 9 yıllık daha avantajlı bir anlaşmanın ortaya çıktığını belirtti. Bugün futbolda harcanabilen paraların temelinde, o dönemde devletin topa girmesi ve Bankalar Birliği’nin getirdiği disiplinin çok önemli olduğunu sözlerine ekledi.

En Büyük Hata: 2018’de Aday Olmak

Başkan, kişisel olarak yaptığı en büyük hatanın 2018’de aday olmak olduğunu dile getirdi. Eğer bir yıl daha bekleseydiler kulübün içinde bulunduğu finansal krizin ve “kralın çıplaklığının” çok daha net ortaya çıkacağını düşündüğünü belirtti. Bu sayede, göreve geldiklerinde yaptıkları işlerin kıymetinin çok daha iyi anlaşılacağını ifade etti.

Sosyal Medya ve Taraftar Etkisinin Reddedilmesi

Sosyal medya veya taraftarın düşünceleriyle karar almadığını vurgulayan Başkan, kendisine inanmadığı bir şeyi kimsenin yaptıramayacağını söyledi. Sosyal medyayla kulüp yönetildiği algısına karşı çıktı ve Türkiye’de sosyal medyanın futbolu kullanış şeklinin sağlıksız olduğunu belirtti. Popülist kararlar almadığını, örneğin kombine fiyatları veya e-tribün konusundaki duruşlarını değiştirmediklerini dile getirdi. Feyenoord maçındaki coşkuyu örnek göstererek, taraftarın enerjisinin önemine dikkat çekti.

Sportif Hatalar: Futbol Takımına Müdahale

Sportif açıdan ilk geldiklerinde yaptıkları hatalardan birinin, futbol A takımına çok fazla dokunmak olduğunu itiraf etti. O dönemde “sattığımız kadar alabiliyorduk” prensibiyle hareket ettiklerini, ancak Joseph de Souza ve Giuliano transferlerinden gelen parayla takımı fazla kurcaladıklarını ve yapılan transferlerin iyi olmadığını belirtti. Asıl yangının finansal tarafta olduğunu ve oraya odaklanmaları gerekirken, futbol takımına gereğinden fazla müdahale ettiklerini dile getirdi.

Sponsor Gelirlerinde Büyük Artış ve Branşlara Yatırım

Başkan, sponsor gelirlerinde önemli bir başarı elde ettiklerini vurguladı. Gelirlerinin 175 milyon avrodan 350 milyon avroya çıktığını, ancak rahat nefes alabilmek için 400-450 milyon avro bandında olmaları gerektiğini belirtti. Futbol dışındaki branşlara da değinerek;

• Basketbol şubesindeki açığın 14-16 milyon avrodan 6-7 milyon avroya indiğini ve Sertaç Bey’in müthiş bir iş başardığını.
• Kadın voleybol ve kadın basketbolda hala ciddi açıklar olduğunu.
• Erkek voleybola bu sene yedi yıl sonra ilk defa büyük bir yatırım yapıldığını ve orada da açığın oluşacağını.

Bu açıkların karşılanması gerektiğini ve kulübün kendi kendini fonlayacak noktaya gelmesinin zaman alacağını ifade etti. Hiçbir zaman sportif başarıdan taviz vermediklerini de ekledi.

Zorlu Ekonomik Koşullar Altındaki Başarı

Başkan, kulübün finansal dönüşümünü değerlendirirken dış faktörlerin önemine dikkat çekti. Göreve geldiklerinden bu yana yaşanan zorlukları sıraladı:

• TL’nin yaklaşık %1000 değer kaybetmesi (Euro kurunun 4.55’lerden bugünkü seviyelere gelmesi).
• Faizlerin %10-12’lerden %50-60 bandına çıkması (Bankalar Birliği’nde %52).
• Yüksek enflasyon.
• Vergi oranlarının Covid döneminde %15’ten %40’a çıkarılması.
• Yayın gelirlerinin 40-44 milyon avrodan 10-12 milyon avroya düşmesi.
• Spor Toto gelirlerinin Euro bazında ciddi düşüşü.
• Stopaj uygulamasının durdurulması.

Bu olumsuz koşullara rağmen Fenerbahçe’nin; banka borçlarını 347 milyon avrodan 69 milyon avroya indirdiğini, yükümlülüklerini azalttığını, kadro değerini 70 milyon avrodan 315 milyon avroya, gelirlerini ise 175 milyon avrodan 350 milyon avroya çıkardığını belirtti. Kulübün onarım sürecini bitirip atılım sürecine geldiğini vurguladı.

Gelecek Yönetim ve Birlik Mesajı

Başkan, diğer adayların bu başarıları küçümsediğini ve “biz de yapardık” şeklinde yaklaştığını eleştirdi. Fenerbahçe’nin para sorunu veya borç sorunu olmadığını söyleyen yaklaşımların “romantik” olduğunu belirtti. Mevcut yönetimin daha güçlenmiş ve muktedir bir yapıda olduğunu ifade etti. Seçimi kaybetmesi durumunda göreve gelecek başkana ve kulübe destek olmaya devam edeceğini, ancak “cebimden deli gibi para harcamaya devam edeceğim” şeklinde bir maddi desteğin olmayacağını, zira sponsorlukların zaten devam ettiğini açıkladı. Asıl kenetlenmenin maddi güçten ziyade, yönetime güç vermek ve kötü sonuçlarda, haksızlıklara karşı kulübün yanında durmak olduğunu vurguladı. Harcama limitleri, şike iddiaları veya hakem kararları gibi konularda camianın yeterli desteği vermediğini sitemle dile getirdi.

Fenerbahçe’nin başkanı olarak kulübün finansal bağımsızlığını kazanma yolunda attığı adımlar ve bu süreçte karşılaştığı zorluklar, Türk spor tarihinde önemli bir ders niteliğinde. Kulübün sadece sportif başarılarla değil, aynı zamanda mali disiplin ve güçlü bir yönetim anlayışıyla sürdürülebilir bir geleceğe ulaşma hedefi devam ediyor.