Ali Koç’tan Fenerbahçe Seçimi, Mourinho Ayrılığı ve Yeni Transfer Stratejisi: Gelecek İçin Cesur Adımlar

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, kulübün gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. Yaklaşan seçimlerden teknik direktör değişikliğine, transfer stratejisinden finansal yapılanmaya kadar birçok konuda camiaya ve kamuoyuna seslenen Koç, kulübün geleceği için atılan cesur adımları detaylandırdı. İşte başkanın ağzından Fenerbahçe’nin mevcut durumu ve gelecek vizyonu…

Seçim Süreci ve Kampanya Stratejisi

Fenerbahçe camiasının ana gündemi malumunuz seçim. Başkan Ali Koç, seçim kampanyasına biraz geç başladıkları yönündeki eleştirilere yanıt verdi. Bunun sebebinin yaz boyunca yapılması gereken sportif, bürokratik, finansal ve ekonomik planlamalar olduğunu belirtti. İmar süreçleri, izinler, Bankalar Birliği süreçleri ve yeni sezonun planlamaları gibi konuların öncelik taşıdığını vurguladı. Koç, “Biz zaten seçim için çalışmıyoruz, biz Fenerbahçe’nin geleceği için çalışıyoruz. Popülist davranıp herkesin duymak istediği şeyleri söylesek ya da yapmamızı istediği şeyleri yapsak daha farklı davranırdık.” ifadelerini kullandı. Mevcut durumda 10 yıllık 160 milyon Euro’ya varan sponsorluk anlaşmalarının cebinde olduğunu ancak bunları seçim uğruna kırdırıp kısa vadeli transferler yapmak yerine, kulübün uzun vadeli sağlığını düşündüklerini aktardı. Geçmişte stad isim hakkından gelen paranın bir sezonda harcanması örneğini vererek, gelecek sezonların gelirlerini bu sezon harcamamaya özen gösterdiklerini, başkalarının kendilerinin yaşadıklarını yaşamaması için mücadele ettiklerini dile getirdi.

Futbol Başarısızlığına Rağmen Yeniden Adaylık ve Diğer Branşlardaki Başarılar

7 sezondur görevde olmasına ve futbolda beklenen şampiyonluğun gelmemesine rağmen kongre üyelerinin neden kendisini tekrar seçmesi gerektiği sorusuna Ali Koç, “Yeni birini seçince bir şampiyonluk garantiniz yok.” diyerek yanıt verdi. Diğer branşlarda kazanılan kupaların ve madalyaların ortada olduğunu hatırlattı. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün dünya çapında bir spor kulübü olduğunu ve hatta Chat GPT sorgulamalarında dünyanın en büyük ve en başarılı spor kulübü olarak çıktığını örneklerle anlattı. Futboldaki başarısızlığın sadece yönetimsel veya yanlış futbol tercihlerinden kaynaklanmadığını, geçmişte en az iki şampiyonluklarının çalındığını iddia etti. Özellikle 99 gol ve 99 puanla şampiyon olamadıkları sezonu vurguladı. Niyetlerinin tamamen saf, samimi ve karşılıksız olduğunu belirten Koç, kulübün mali açıdan geldiği noktanın farkında olan ve Fenerbahçe’nin ali menfaatlerini düşünen kongre üyelerinin kendilerini bir sigorta olarak gördüğünü ifade etti. 7 yıllık bu süreçte ciddi tecrübe kazandıklarını ve ekilen tohumların karşılığının alınması gerektiğini düşündüğünü belirtti.

Diğer Adayların Söylemleri ve Eleştirilere Yanıt

Bir diğer başkan adayının “7 yıldır şampiyon olamayanlardan şampiyonluk beklemek maceradır.” sözüne ilişkin Ali Koç, “Medeni bir yarış götürüyoruz. Bazen artık bazı gerçekleri de gündeme getirmenin zamanı geldi.” diyerek, diğer adayların kulağa hoş gelen söylemlerde bulunduklarını ancak somut projeler sunmadıklarını belirtti. Özellikle “Şampiyon yapacağız, E-tribününü kaldıracağız.” gibi söylemlerin popülist olduğunu, ancak kulübün diğer branşlarının ve tesis projelerinin akıbetine dair bir açıklama gelmediğini dile getirdi. Kendi dönemlerinde Fenerbahçe’nin Kamarad’dan Ederson’a geldiğini, finansal kriterler nedeniyle devre arası sol bek transferi yapamadıkları dönemleri hatırlattı. Bu mücadelenin hafife alındığını düşündüğünü ifade etti. Rakip adayın bahsettiği “macera”nın, kendileri gibi somut ve çok yönlü projeler yerine tek boyutlu vaatlerle yola çıkmak olduğunu vurguladı. Ayrıca, seçim süreciyle ilgili olarak diğer adaylarla yapılan istişareler ve algı yönetimi çabalarına da değindi, Saadettin Bey ile sürekli görüştüklerini ancak bazı açıklamaların samimi bir ortam yaratmadığını söyledi.

Teknik Direktör Değişikliği: Mourinho’dan Tedesco’ya

Mourinho ile yolların ayrılması ve Tedesco tercihi hakkında konuşan Koç, Mourinho ile yolları ayırmanın kendisi için insani açıdan çok zor olduğunu, Mourinho’nun ailesinin bir parçası haline geldiğini belirtti. Ancak geçen sezon oynanan futbolun Fenerbahçe DNA’sındaki ofansif ve baskın futbol tarzından uzak olduğunu, birçok maçta ilk yarı panikleyip ikinci yarı farklı oynamak zorunda kaldıklarını dile getirdi. Tünelin sonunda şampiyonluk açısından yeterli ışığı göremedikleri için bu zor kararı almak zorunda kaldıklarını açıkladı. Mourinho’nun çalışma etiği konusunda sıfır şikayetleri olduğunu, hatta ‘işkolik’ bir yapısı olduğunu vurguladı. Tedesco tercihinin ise modern futbol anlayışına uygun olduğunu, hocanın 6 lisan konuşabilmesinin takımda çok sayıda yabancı oyuncu olacağı bu yeni dönemde önemli bir kriter olduğunu belirtti. Ayrıca, birden fazla oyun felsefesi ve esnek oyun anlayışına sahip, taktiksel konularda alternatifler sunabilen bir hoca aradıklarını söyledi. Tedesco’nun ilk senesinde fark yaratacak hocalardan biri olduğunu, gençleşen bir profil çizdiğini ve bireysel performansları geliştirdiğini ekledi. Avrupa Kupası deneyimi (Şampiyonlar Ligi çeyrek final, Avrupa Kupası yarı final) ve yıldızlarla çalışma geçmişi de Tedesco’nun seçilmesinde etkili oldu. Özellikle sunumlarda sadece Fenerbahçe’yi değil, Trabzon maçını bile analiz etmiş olmasının kendilerini çok etkilediğini ifade etti. Bu tercihin, basketbolda Saras ve Derya örneğinde olduğu gibi, camiadan tepki geleceğini bilmelerine rağmen başarı sağlamış bir modele benzer olduğunu düşündüklerini söyledi.

Devin Özbek Liderliğindeki Transfer Stratejisi

Devin Özbek’in transfer stratejisindeki rolüne de değinen Başkan Koç, Özbek’in Mario Branco’nun altında çalışmak üzere transfer edildiğini, ancak Branco ayrılınca sportif direktörlük görevine getirildiğini belirtti. Bu sezon transfer planlamalarının farklı bir metodoloji üzerine oturtularak yapıldığını söyledi. Son 5 yılın Avrupa ve Türkiye şampiyonları ile Avrupa kupası kazanan takımların analiz edilerek ortak noktalarının belirlendiğini ifade etti. Bu analizler sonucunda; en az beş futbolcunun iki veya daha fazla mevkide oynayabilmesi, gol katkısı yüksek oyuncuların olması, şampiyonluk mentalitesine sahip lider oyuncuların bulunması, gençlere verilen süreler, top kontrolü, ofansif oyun anlayışı gibi kriterlerin öne çıktığını aktardı. Bu kriterler doğrultusunda Nene (sağ/sol kanat, forvet arkası), Archiban (stoper, sol bek, sol kanat), Semedo (sağ bek, stoper, sağ kanat), Edson (6-8 numara, stoper) gibi çok yönlü oyuncuların, Milan Çıkıyer (kaptanlık), Edson (Meksika kaptanı), Semedo (Wolverhampton kaptanı) gibi lider özelliklere sahip oyuncuların ve Kerem Aktürkoğlu, Archiban, Duran, Nene gibi genç ve hızlı oyuncuların transfer edildiğini belirtti. Ayrıca, John Duran ve Kerem’in yüksek gol katkıları, Nene’nin gol krallığı gibi özelliklerle golcü oyuncu ihtiyacının da karşılandığını ekledi. Livakovic’in ayrılmak istemesi üzerine kaleci transferi de gündeme geldi ve Brezilyalı kaleci Ederson’un son dakika transferinin gerçekleştiğini, bu transferlerin Benfika elenmesinden bağımsız, metodolojik bir planlama sonucu olduğunu vurguladı. Son olarak, dünden beri üzerinde çalıştıkları 8 numara transferinin ise, popülist bir karar almamak adına yüksek maliyeti nedeniyle şimdilik ertelendiğini, devre arasında tekrar değerlendirileceğini açıkladı.

Finansal Yapılanma ve Kulübün Borç Durumu

Kulübün finansal durumu hakkında detaylı bilgiler veren Ali Koç, en büyük başarılarının finansal süreç olduğunu belirtti. Fenerbahçe’nin 1 milyon Euro’luk teminat mektubu veremeyen, faizlerin %10-12 iken %48-50’lerden factoring yapan, UEFA tarafından “batmana en yakın kulüp” olarak gösterilen bir noktadan bugünlere gelmesinin büyük bir mücadele örneği olduğunu söyledi. Sessiz yürütülen bu mücadelenin ortalama bir insanın gözünde kıymeti olmayabilecek olsa da, kulübün geleceği için hayati önem taşıdığını vurguladı. Bankalar Birliği anlaşmasına ilk başta girmeyen tek kulüp olduklarını ve devletle kavga ediyormuş gibi gösterildiklerini ancak daha sonra 9 yıllık anlaşmayla bu işin düzeldiğini ve bugün takımların harcama yapabilmesinin bu disiplin sayesinde olduğunu belirtti.

En Büyük Doğru: Finansal Süreç
Başkan Koç, görevdeki en büyük doğru işlerinin finansal süreç olduğunu yineledi. Basketboldaki Avrupa başarılarına (hem kadınlarda hem erkeklerde EuroLeague kazanan tek takım) değinse de, asıl mücadelenin Avrupa’nın en borçlu kulübünden bugünkü noktaya gelmek olduğunu vurguladı.

En Büyük Hata: 2018’de Aday Olmak
Yaptığı en büyük hatanın 2018’de aday olmak olduğunu, keşke bir sene sonra, yani 2019’da aday olsaydı, kulübün o zamanki çıplak gerçeklerinin daha iyi anlaşılacağını ve bugün yaptıkları işlerin kıymetinin daha iyi bilineceğini düşündüğünü söyledi. Sportif açıdan ise ilk yıl takım kurcalanmaması gerekirken, fazla müdahale etmelerinin bir hata olduğunu kabul etti.

Sosyal Medyanın Etkisi ve Yanlış Algılar
Sosyal medyayla yatıp kalkmadığını, yaratılan “sosyal medyayla kulüp yönetiliyor” algısının yanlış olduğunu belirtti. Türkiye’de bazı hocaların sosyal medya üzerinden yeni iş fırsatları yaratıp tribünlere istikamet verdiğini, bunun sağlıklı bir durum olmadığını söyledi. Popülist kararlar almadıklarını, kombine fiyatlarında indirimler yapmadıklarını veya “e-tribününü kaldıracağız” gibi gerçek dışı vaatlerde bulunmadıklarını dile getirdi. Finansal olarak 175 milyon Euro’dan 350 milyon Euro’ya gelirlerini artırdıklarını ancak rahat nefes alabilmek için 400-450 milyon Euro bandında olmaları gerektiğini belirtti. TL’nin %1000’e yakın değer kaybetmesi, faiz oranlarındaki artış, verginin %15’ten %40’a çıkması, Covid dönemi ve yayın gelirlerinin düşüşü gibi dış etkenlere rağmen bu noktaya geldiklerini vurguladı. “Fenerbahçe’nin para sorunu yok, borç sorunu yok gibi şeyler söyleniyor. Çok romantik, kulağa güzel gelen ama esas bu değil.” diyerek bu söylemlerin gerçekçi olmadığını dile getirdi. Spor Toto gelirlerinin Euro bazında düştüğünü ve stopaj düzenlemesinin de kulüpleri olumsuz etkilediğini aktardı. Bütün bu zorluklara rağmen kulübü onarım sürecinden atılım sürecine getirdiklerini ve bu durumun kongre üyeleri tarafından görüldüğüne inandığını söyledi. Ayrıca, yeni yönetim kurulu listelerinin de daha güçlü ve muktedir isimlerden oluştuğunu belirtti.

Maltepe Projesi ve Altyapı Yatırımları

Maltepe projesinin temel atma törenini gerçekleştirdiklerini hatırlatan Koç, futbol takımlarının artık bir arada olacağını ve bu projenin Türk futbolu ile kulübün geleceği için hayati önem taşıdığını belirtti. Arda Güler, Yusuf Akçek (22 milyon Euro bonservis), Elif Elmas, Ferdi Kadıoğlu gibi isimlerin yurt dışına önemli rakamlarla transfer edilmesinin kulübün bu konudaki başarısını gösterdiğini söyledi. Yusuf Akçek transferinde 19 maç oynamış bir futbolcunun 22 milyon Euro’ya gitmesinin kendilerine nefes aldırdığını ve Hakan Safi’nin Kerem Aktürkoğlu transferine sponsor olmasının da önemli katkılar sağladığını dile getirdi. Bu modelin devam etmesi gerektiğini, çünkü Türk futbolunun bu şekilde sürdürülemeyeceğini vurguladı. Eskiden “Fenerbahçe altyapısından A takıma oyuncu çıkmaz” denirken, şimdi “Avrupa’ya gidebilirsin” denmesi noktasının yakalandığını, ancak bunun örneklerinin artması gerektiğini belirtti. Velilerin çocuklarını Fenerbahçe’ye getirmek için sıraya girmelerinin bu başarının bir göstergesi olduğunu söyledi. Dört oyuncudan toplamda 97 milyon Euro gelir elde edildiğini, bunun ticari hayatta bile görülemeyecek bir karlılık olduğunu ifade etti. Maltepe projesinin, A takıma oyuncu yetiştirmenin yanı sıra ekonomik olarak da kulübe büyük katkı sağlayacağını ve tesisleşmenin önemini vurguladı. Kadın futbolu Samandıra’ya, futbol dışı branşlar ise Dereağzı’na taşınarak bir sporcu fabrikasına dönüştürüleceğini ekledi. Bu zincirleme reaksiyonun kulübün geleceği için hayati olduğunu belirtti.

Stadyum Projesi ve Bankalar Birliği’nden Çıkış Süreci

Başkan Koç, stadyum projesine ilişkin de bilgiler verdi. Stadyum kapasitesini 15.000 artırma ve çevre düzenlemesi projesinin yaklaşık 80-100 milyon Euro’luk büyük bir yatırım olduğunu söyledi. Kendi sahibi olmadıkları bir stadyuma en çok yatırım yapan ve en çok kira ödeyen kulübün Fenerbahçe olduğunu vurguladı. Bu projenin kendi kendini fonlayabilecek bir proje olduğunu ancak Bankalar Birliği’nden çıkmanın bu proje için şart olduğunu, aksi takdirde kredi alamayacaklarını belirtti. Bankalar Birliği’nden çıkış sürecinin tamamlanmak üzere olduğunu ve tamamen bürokratik adımlara kaldığını, 2-3 ay içinde sonuçlanmasını beklediklerini ifade etti. Kenan Evren Lisesi ve Kayışdağı Koleji arazileri üzerindeki projelerden elde edilecek gelirlerin Bankalar Birliği borcunun kapanmasında kullanılacağını aktardı. Bu sayede kulübün %50 gelirine artık kendisinin sahip olacağını ve bunun gemiyi çevirmek için çok önemli olduğunu söyledi.

Fenerbahçe Camiasına Birlik ve Beraberlik Çağrısı

Konuşmasının sonunda Fenerbahçe camiasına birlik ve beraberlik çağrısında bulunan Ali Koç, “Bir tane Fenerbahçe var.” diyerek kulübün içinde bulunduğu konjonktürü ve birlik beraberliğin ne kadar tehlikede olduğunu iyi kavramaları gerektiğini belirtti. Hepimizin en büyük işinin, resmi bir konumu olsa da olmasa da, bu kenetlenmeyi tribünde de 25 milyonluk camiada da sağlamak olduğunu vurguladı. “Organize kötülük” olarak adlandırdığı durumdan bahseden Koç, geleneksel ve dijital medyada Fenerbahçe’ye saldıranların ekmek parası kazanabildiği bir ortamın olduğunu, bunun tersinin rakiplerde yaşandığını iddia etti. Fenerbahçe camiası için direndiklerini, kendi yaşadıkları linçin Türkiye tarihinde kimseye yaşatılmadığını, ancak buna rağmen kulübün menfaatleri doğrultusunda hareket ettiklerini söyledi. Sosyal medya üzerinden örgütlenip kulüp yönetimini bu şekilde ele geçirmeye çalışanların Fenerbahçe menfaatlerini düşünmediğini, geçmişte 3 Temmuz sürecinde kulübün yanında olmayanların bugün başkan adayı olmasının Fenerbahçe camiasının ayıbı olduğunu dile getirdi.

Seçimi kim kazanırsa kazansın, onun etrafında toplanılması gerektiğini, çünkü kendi camiasında destek görmek yerine ciddi köstek gördüğünü belirtti. Gelecek yönetimlerin bu türden linçlere ve ayrıştırıcı söylemlere muhatap olmaması için bu mücadeleyi verdiklerini vurguladı. Kaybetmenin de kazanmanın da bir zarafeti olması gerektiğini, koşulsuz şartsız Fenerbahçe’ye destek olmak gerektiğini söyledi. Kulübün zor zamanlarında sessiz kalanların, şimdi eleştiri adı altında iftira ve yalanla saldıranların Fenerbahçeli olmadığını dile getirdi. “Bizi dışarıdan yıkamadılar, şimdi içeriden yıkıyorlar. Organize kötülük dediğimiz konu da bu zaten.” diyerek camianın parçalanmaması gerektiğini vurguladı.

Son olarak, Fenerbahçe’nin canı kadar sevdiği kulübü kendilerinin sabote ettiğini, kendilerini zayıflattığını, kendilerini müşkül duruma soktuğunu belirtti. Şampiyonluğun bir numaralı hedefleri olduğunu ancak camianın tekrar birlik ve beraberliğini toparlamanın 1.5’inci hedefleri olduğunu, çünkü Fenerbahçe’yi vuranlara ve saldıranlara dur denmezse bölünmüşlüğün devam edeceğini ifade etti. UEFA başkanının dahi maçta gol yediğinde taraftarın tepkisini anlayamadığını, bunun Fenerbahçe DNA’sında olmadığını, taraftarlığın bu olmadığını vurgulayarak, ayrı kodlarını temizleme ve camiayı kenetleme çağrısıyla sözlerini noktaladı.

Basketbol ve Voleyboldaki Başarılar

Programın sonunda, Filenin Sultanları’na yaşattıkları müthiş duygular ve elde ettikleri olağanüstü başarılar için teşekkür etti. Turnuvanın en iyi altı oyuncusunun üçünün Fenerbahçe’den çıktığını (Eda, Melisa ve yeni transfer Orro) gururla belirtti. Ayrıca, erkek basketbol takımının da bu turnuvada gösterdiği 7’de 7’lik performansın ve oynadığı müthiş basketbolun çok önemli olduğunu, final maçında da başarılar dilediğini ekledi.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un bu kapsamlı açıklamaları, kulübün mevcut durumunu, karşılaşılan zorlukları ve gelecek hedeflerini açıkça ortaya koydu. Camianın birleşme ve kulübün finansal sürdürülebilirliğini sağlama yolundaki kararlılığı, önümüzdeki dönemin en belirleyici unsurları olacak gibi görünüyor.