Beşiktaş’ta Jota Silva Transferi ve Geç Kalan Planlama Tartışmaları
Transfer döneminin son gününde hareketlilik yaşayan Beşiktaş, sabah saatlerinde Jota Silva’yı İstanbul’a getirdi. Ancak bu transfer, taraftarların beklediği sol kanat takviyesi miydi, yoksa kulübün genel transfer ve teknik direktör planlamasındaki aksaklıkların bir devamı mıydı? Bu yazımızda, Jota Silva’nın özelliklerini, transferin zamanlamasını ve Beşiktaş’ın yönetimsel kararlarını detaylıca inceleyeceğiz.
Jota Silva Kimdir? Beşiktaş’ın Yeni Kanat Oyuncusu
Beşiktaş’ın son transferi Jota Silva, sabah saatlerinde İstanbul’a geldi. Kendisi iki ayağını da etkili kullanabilen bir kanat oyuncusu olarak biliniyor. Özellikle Guimaraes’teki performansıyla dikkat çeken Jota Silva, bir sezonda 15 gol ve 6 asistlik bir katkı sağlamış. İçe kat ederek oynamayı seven, dinamik bir kanat oyuncusu profili çiziyor.
Taraftarların genel beklentisi bir sol kanat oyuncusu olmasına rağmen, Jota Silva’nın kariyerinde daha çok sağ kanatta oynadığı belirtiliyor. Sol kanatta da görev alabilse de, sağ kanattaki etkinliği daha fazla. Bu durum, Beşiktaş’ın aradığı “net sol kanat” tanımına ne kadar uyduğu konusunda tartışmaları beraberinde getiriyor.
Transfer Zamanlaması ve Planlama Sorunları
Jota Silva’nın kalitesi kabul edilse de, transferin 12 Eylül gibi geç bir tarihte gerçekleşmesi büyük eleştirilere neden oldu. Eğer bu transfer Temmuz veya Ağustos aylarında yapılmış olsaydı, oyuncunun takıma adaptasyonu ve Avrupa maçlarında oynama şansı olabilirdi. Beşiktaş’ın halen bir stoper ve net bir sol kanat ihtiyacı bulunması, transfer planlamasındaki eksiklikleri gözler önüne seriyor.
Jota Silva’nın transferi, başlangıçta bir “fırsat transferi” olarak değerlendirilse de, 3 milyon Euro kiralama bedeli ve 17 milyon Euro’luk satın alma opsiyonu, bu transferi zorunlu hale gelmesi durumunda bir fırsat transferi olmaktan çıkarıyor. Kulübün ihtiyaçları ve maliyet dengesi göz önüne alındığında, bu transferin zamanlaması ve şartları daha iyi değerlendirilmeliydi.
Geçmiş Transfer Hataları ve Teknik Direktör Kararı
Beşiktaş’ın transfer politikası, Jota Silva transferinden ibaret değil. Geçtiğimiz iki ara transfer döneminde yapılan transferlerin (Aro, Ricardo, Muhçi, Musati) birçoğunun bugün takımda yer almaması, kulübün transfer stratejisindeki tutarsızlıkları gösteriyor. Bu oyuncuların yerine daha net ve takıma doğrudan katkı sağlayacak isimler alınmış olsaydı, Beşiktaş’ın Avrupa yolculuğu farklı bir seyir izleyebilirdi.
Transfer planlamasındaki bu eksikliklerin yanı sıra, teknik direktör kararları da büyük tartışma konusu oldu. Özellikle Rizespor maçından sonra teknik direktör Solskjaer’in görevine son verilmemesi, kulübün yaptığı en büyük hatalardan biri olarak gösteriliyor. Hocanın taktiksel yanlışları ve takımın ligde 4. veya 5. sıraya gerilemesi, bu kararın ne kadar geç alındığının bir kanıtı. Sergen Yalçın dönemindeki takım birlikteliği ve taktiksel uyum, mevcut durumla kıyaslandığında, teknik ekibin takıma kattığı değerin sorgulanmasına yol açıyor.
Yönetimin Sorumluluğu ve Yanlışlar Silsilesi
Eleştirilerin odağında sadece teknik direktör değil, yönetim de bulunuyor. Bir hocayla yola devam edilip edilmeyeceği kararının Haziran ayında verilmesi gerekirken, Eylül ayında iki maçlık bir eleme serüveninin ardından bu kararın alınması, yönetimin de başarısızlıktan pay almasına neden oldu. Eğer hocayla devam etme düşüncesi yoksa, yolların çok daha erken ayrılması ve yeni planlamaların yapılması gerektiği açıkça belirtiliyor.
Geç kalınan kararlar, hem transfer döneminde alınacak oyuncuların belirlenmesini zorlaştırdı hem de rakamların yükselmesine neden oldu. Zaten belli bir borç yükü altında olan kulübün, bu plansız transferlerle daha da sıkıntıya girmesi kaçınılmaz hale geldi. Yönetimin, Rizespor maçında alınan mağlubiyet ve taraftarın tepkisine rağmen erken aksiyon almaması, kulübün içinde bulunduğu “yanlışlar silsilesinin” en önemli adımlarından biri olarak görülüyor.
Sonuç
Jota Silva transferi, Beşiktaş için potansiyel vaat etse de zamanlaması ve kulübün genel transfer stratejisi ciddi eleştirilere maruz kaldı. Geçmiş dönemdeki hatalı transferler ve teknik direktör kararlarındaki gecikmeler, Beşiktaş’ın hem saha içi performansını hem de finansal yapısını olumsuz etkiledi. Yönetimin daha erken ve doğru kararlar alması gerektiği vurgulanırken, kulübün önündeki süreçte bu derslerden ne kadar faydalanacağı merak konusu.