Göztepe karşısında alınan 3-0’lık mağlubiyet, Beşiktaş cephesinde derin bir hayal kırıklığı ve endişe yarattı. Bu maç, sadece bir yenilgi olmaktan öte, takımın fiziksel yetersizliklerini ve kadro planlamasındaki sorunlarını gözler önüne serdi. Sport programı yorumcuları, siyah-beyazlıların neden bu duruma düştüğünü detaylıca analiz ediyor.
Maçın Analizi: Beşiktaş Sahada Neden Varlık Gösteremedi?
Fiziksel Üstünlük ve Atletizm: Göztepe’nin Ezici Performansı
Sport programının yorumcuları, Göztepe’nin Beşiktaş karşısında aldığı 3-0’lık net galibiyetin temelinde fiziksel üstünlüğün yattığını belirtiyor. Göztepe’nin 3-4-1-2 düzeniyle sahaya çıkması ve 7 atletik orta saha oyuncusuyla Beşiktaş’ın fizik yapısını ezdiği vurgulandı. Beşiktaş’ın üst üste pas yapmada zorlandığı ve rakip sahada varlık gösteremediği gözlemlendi. Yorumcular, Göztepe’nin bu ligin en fizikli ve sert deplasmanlarından biri olduğunu, her karşılaşmada bunu hissettirdiklerini dile getirdi. Maçın ilk dakikasından son anına kadar Göztepe’nin galibiyeti sonuna kadar hak ettiği ifade edildi. Göztepe’nin kusursuz bir maç programı uyguladığı ve oyuncularının fiziksel olarak Beşiktaş’a üstünlük kurduğu belirtildi.
Beşiktaş Orta Sahasının Yetersizliği: Necip, Demirege ve Eksiklerin Etkisi
Beşiktaş’ın orta sahadaki zayıflığı, mağlubiyetin en önemli nedenlerinden biri olarak gösterildi. Teknik direktör Sergen Yalçın’ın “Elimdeki tek savunmacı orta saha Necip Uysal” şeklindeki tercihi eleştirildi. Yaklaşık bir yıldır oynamayan bir oyuncunun fiziksel mücadelesini ilk maçında tam olarak göstermesinin beklenmesinin haksızlık olduğu dile getirildi. Necip’in yanı sıra Demirege ve Rafa’dan oluşan orta sahanın pas oyununa uygun olmadığı ve Göztepe’nin dinamik orta sahası karşısında yetersiz kaldığı belirtildi. Özellikle Endid ve Orkun gibi kilit orta saha oyuncularının eksikliğinin Beşiktaş’ı derinden etkilediği vurgulandı. Orkun’un oyun içindeki topa sahip olma ve aidiyetinin Beşiktaş için ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı.
Sergen Yalçın’ın Açıklamaları ve Takımın Durumu
Sergen Yalçın, maç sonu yaptığı açıklamada, “Böyle maçlardan sonra konuşmak kolay değil. Çok zor bir oyun ve skor. Beklediğimiz gibi geçmedi. Göztepe’yi tebrik etmek lazım. Oyun anlayışları bizden güçlüydü. Birçok şeyi yaptılar. Biz bu oyun anlayışına hazırlanmıştık aslında. Çalıştığımız yerlerden goller yedik. Futbol böyle oynanmıyor. Futbol artık çok atletik, güçlü oyuncularla tempolu olarak oynanan bir oyun. Biz o seviyenin çok altındayız. Düzeltmek için çalışacağız. İşler kolay değil tabii ki. Zaman lazım. Çok konuşulacak şey var ama ağır ve beklenmeyen bir mağlubiyet. Böyle bir oyun karşısında böyle bir mağlubiyeti normal görüyorum aslında. Göztepe’nin attığı gollere çalıştık aslında ama uygulama biraz farklı oluyor. Biraz beklemek, zaman lazım. Tam takım olduktan sonra toparlanma süreci geçirip daha güçlü bir Beşiktaş olarak sahaya çıkmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı. Özellikle “Biz o seviyenin çok altındayız” ifadesi, takımın mevcut durumuna dair çarpıcı bir yüzleşme olarak değerlendirildi.
Kadro Mühendisliği ve Yönetim Eleştirileri
Transfer Politikaları ve Geniş Kadro İhtiyacı
Beşiktaş’ın kadro mühendisliğindeki problemler, yorumcular tarafından sert bir dille eleştirildi. Sergen Yalçın döneminde, “6 numara kesici” bir oyuncu ihtiyacı olmasına rağmen, takımın bu pozisyonda yeterli alternatife sahip olmadığı belirtildi. Endid’in sakatlığı ve Orkun’un cezalı olması durumunda, yerine oynayabilecek kaliteli oyuncuların bulunmaması, kadro planlamasındaki hatayı gözler önüne serdi. Yorumcular, Beşiktaş’ın net bir orta sahaya ve stopere ihtiyacı olduğunu, ancak bu transferlerin yapılamadığını dile getirdi. Geniş kadronun bu tür zorlu günler için gerekli olduğu, ancak Beşiktaş’ın elinde böyle bir genişliğin olmadığı vurgulandı.
Taraftarın Öfkesi ve Erken Havlu Atma Endişesi
Taraftarların maç sonu tepkileri ve sosyal medyadaki yorumları, Beşiktaş camiasındaki genel mutsuzluğu ve öfkeyi yansıtıyor. Bir yorumcu, Beşiktaş’ın “uzun süredir başarısızlık” içinde olduğunu ve “şampiyonluk yarışının içinde olmamanın” camiayı çok zorladığını belirtti. Taraftarın kadroya bakıp, yüksek ücretli oyuncuların performans düşüklüğünü gördüğünde eleştirmekte haklı olduğu ifade edildi. Eylül ayının ortasında ligden ve Avrupa kupalarından bu kadar erken kopma ihtimali, Beşiktaş taraftarında “havlu atma” endişesini körüklüyor. Harcanan milyonlarca avroluk transfer ücretlerinin ve maaşların karşılığının alınamaması, yönetime yönelik eleştirilerin dozunu artırıyor.
Oyun Planı ve Bireysel Performanslar
Beşiktaş’ın Göztepe karşısında etkisiz bir oyun sergilemesi, takımın genel oyun planı eksikliğini de ortaya koydu. Topu yere indirip pres yapma, topu çabuk kazanma ve hızlı pas trafiği oluşturma gibi temel futbol prensiplerinin uygulanamadığı belirtildi. Bireysel performanslar açısından Elbilal Ture ve Demirege hariç neredeyse tüm oyuncuların vasatın altında kaldığı ifade edildi. Özellikle büyük takımların “kötü oynayıp kazanma” yeteneğine sahip olması gerektiği, ancak Beşiktaş’ın bu maçta ekstra bir bireysel performansla maçı çevirecek oyuncudan mahrum olduğu vurgulandı.
Bireysel Oyuncu Performansları Mercek Altında
Rafa Silva’nın Düşüşü
Geçen sezon Beşiktaş’ın en etkili oyuncularından biri olan Rafa Silva’nın bu sezonki performansı hayal kırıklığı yarattı. Yorumcular, Rafa’nın “sihir yapma” noktasından uzaklaştığını, hatta basit pasları bile vermekte zorlandığını belirtti. Sergen Yalçın’ın gelişiyle birlikte Rafa’dan daha klasik bir 10 numara rolü beklenmesinin, oyuncunun performansını olumsuz etkilemiş olabileceği konuşuldu. Rafa’nın mevcut kadrodaki “açık ara en yetenekli oyuncu” olmasına rağmen, takımına “açık ara bir katkısı” olmadığı, hatta “kamburluk” durumu yarattığı dile getirildi.
Abraham ve Diğer Oyuncuların Etkisizliği
Abraham’ın da Göztepe maçında beklenenin altında kalması, Beşiktaş’ın hücum gücünü olumsuz etkiledi. Özellikle gole dönük oyuncuların, takım kötü oynarken bile skora etki etmesi gerektiği, ancak Abraham’ın bunu başaramadığı belirtildi. Savunma dörtlüsünden Gökhan, Paulista, Felix ve Jurasek’in de formsuz olduğu, Jurasek’in “acayip bir performansı” olduğu ve ne yaptığı, niye alındığı sorularını akla getirdiği ifade edildi. Genel olarak Beşiktaş’ta çok az oyuncunun ayakta kalabildiği, Bilal Ture ve Demirege dışında neredeyse kimsenin öne çıkamadığı dile getirildi.
Genel Değerlendirme ve Gelecek Beklentileri
Puan Durumu ve Şampiyonluk Yarışı İddiası
Ligdeki 4. maçında 6 puan toplamış olan Beşiktaş’ın, Galatasaray ve Fenerbahçe gibi rakiplerinin çok gerisinde kalması, şampiyonluk yarışından erken kopma endişesini artırıyor. Yorumcular, Galatasaray’ın önceki sezonlarda sadece 1-2 mağlubiyet alırken, Beşiktaş’ın 4. haftada 2 mağlubiyet almasının ciddi bir fark olduğunu belirtti. Bu tabloyla Beşiktaş’ın şampiyonluk yarışının içinde olmasının çok kolay olmadığı, hatta “havlu atma” durumunun bu sene Eylül sonuna gelmeden yaşanabileceği dile getirildi. Sergen Yalçın’ın “hemen düzelemeyiz” şeklindeki gerçekçi açıklaması da bu beklentiyi destekler nitelikte.
Tamirat Sezonu Beklentisi ve Camianın Sabırsızlığı
Beşiktaş için bu sezonun bir “tamirat sezonu” olabileceği, takımın temelini atması ve oyun planını oturtması gerektiği ifade edildi. Ancak bu tamiratın sürekli yenilerek yapılamayacağı, Beşiktaş camiasının buna sabrının olmadığı vurgulandı. Yıllardır süregelen “seneye şimdiden hazırlanalım” ve “fırsat transferi” gibi söylemlerden taraftarın sıkıldığı belirtildi. Yöneticilerin taraftarları büyük beklentilere sokmak yerine daha gerçekçi hedefler belirlemesi gerektiği ifade edildi, aksi takdirde hayal kırıklığının kaçınılmaz olduğu dile getirildi.
Sosyal Medya ve Taraftarın Yönlendirilmesi
Yorumcular, sosyal medyada yaşanan “kişi bazlı” eleştirilerin ve “senin hocan, benim hocam” tarzı söylemlerin Beşiktaş’a zarar verdiğini belirtti. Yöneticilerin de bu durumu körüklediği, sosyal medyanın bir “pazar” haline geldiği ve acımasızca eleştirilerin yapıldığı vurgulandı. Taraftarın kulübüne olan aidiyetinin, kişilere duyulan nefret veya sevginin önüne geçmesi gerektiği dile getirildi.
Hakem Kararları Üzerine Kısa Bir Not
Beşiktaşlı oyuncu Demirege Tıknas’ın maç sonu hakemle ilgili “kırmızı kart pozisyonu var” şeklindeki açıklaması kısa bir süre tartışıldı. Ancak yorumcular, genel olarak hakem kararlarının maçın sonucunu etkileyecek düzeyde olmadığını, Göztepeli oyuncunun Abraham’a yaptığı hareketin penaltı değil, tehlikeli hareket olarak değerlendirilebileceğini belirtti. Hakemlerin, şampiyonluk yarışının dışında kalan takımlara karşı daha cesur kararlar alabildiği, ancak bu maçta hakemin ana problem olmadığı görüşü hakim oldu.
Süper Chat Yorumları ve Taraftarın Seslenişi
- Olgun Sencer: “Artık Eylül’de havlu atıyoruz. Kabus gibi sezon.”
- Doğukan Bey: “UAN hala defansları geçiyormuş.” (İronik)
- Serkan Sungur: “Bu takımda Fikret Orman’ın ahı var. Abramoviç gelse yine olmaz.”
- Adler 1903: “Abraham Başuay olma yolunda bayağı ilerliyor.”
- Mehmet Fatih Tatlı: “Önceden Kasım’da atardık şimdi Eylül’de atıyoruz. Yönetim seneye de kendi aldığı oyuncuları göndermeye çalışacak her sene aynı senaryoyu izliyoruz.”
- Furkan Çelebi: “Avrupa yok, lig yok, fizik kalite yok. Bu taraftar neyi izleyecek?”
- Mehmet Berat: “Bunun tek sorumlusu başkan ve başkan yakında gider.”
- Yasin Kara: “Bir ara fazla mı oynuyorlar diye Göztepe’nin sahadaki oyuncularını saydım.”
- Bora Duru: “Havlumuzun bile kalitesi kalmadı artık. Habire mendil atıyoruz.” (Espri)
- Ilg Eğilmezer: “Hemen önümüzdeki sezon için yapılanmalı şimdi.”
- Can Demir: “Başkanın sözleri kendisine hatırlatılır. Avrupa gitti, lig gitti, hoca değişikliği, zamanlaması kötü, transfer stratejisi çok kötü. Yazık Beşiktaş’ıma.”
Sonuç: Beşiktaş’ın Önündeki Zorlu Yol
Göztepe mağlubiyeti, Beşiktaş için birçok problemi su yüzüne çıkardı. Fiziksel yetersizlikler, kadro mühendisliği hataları, orta sahadaki boşluklar ve bireysel oyuncuların formsuzluğu, takımın içinde bulunduğu kaotik süreci gözler önüne seriyor. Eylül ayında Avrupa ve lig hedeflerinden bu denli uzaklaşılması, camiada büyük bir hayal kırıklığı ve öfkeye neden oluyor. Yorumculara göre, Beşiktaş’ın önünde zorlu bir tamirat süreci var, ancak taraftarın sabrı kalmamış durumda. Gelecek haftalardaki Kayseri ve Galatasaray maçları, Beşiktaş’ın ligdeki kaderini büyük ölçüde belirleyecek. Kulübün bu zorlu süreçten nasıl çıkacağı ve yönetim ile teknik ekibin bu duruma nasıl bir çözüm bulacağı merak konusu.