Jose Mourinho’dan Hakemlere, Fenerbahçe’den Beşiktaş’a: Türk Futbolunda Gündem

**Jose Mourinho’dan Hakemlere, Fenerbahçe’den Beşiktaş’a: Türk Futbolunda Gündem**

Ender Bilgin, Türk futbolunun derinliklerine inerek önemli konulara açıklık getiriyor. Jose Mourinho’nun kariyerindeki son durumu ve Fenerbahçe tercihi, hakemlerin standart sorunları ve Türk futbolundaki ayrışma iklimi gibi kritik başlıklar bu yazıda detaylıca ele alınıyor. Ayrıca Fenerbahçe’nin yaklaşan seçimi ve ligdeki hedefleri ile Beşiktaş’ın zorlu Göztepe maçı öncesi durumu da masaya yatırılıyor.

Jose Mourinho: Geçmişiyle Yaşayan Bir Teknik Adam

Geçmişte Mourinho için yapılan eleştirilere rağmen, kendisinin Portekiz Milli Takımı’nı çalıştırma hedefi doğrultusunda Benfica’ya gitmesinin önemli bir adım olduğu belirtiliyor. Mourinho’nun “Fenerbahçe tercihi hataydı” sözleri, Fenerbahçe için çok daha büyük bir hata olarak değerlendiriliyor.

Yazar, Mourinho’nun kendini yenileyememiş bir teknik adam olduğunu vurguluyor. Herakleitos’un “değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” felsefesini hatırlatarak, Mourinho’nun futboldaki değişimi yakalayamadığına dikkat çekiyor. Bu nedenle, Benfica’da ne derece başarılı olabileceği konusunda şüpheleri olduğunu dile getiriyor. Mourinho’nun kendi hatası olarak gördüğü kararların, Fenerbahçe için daha ciddi hatalar olduğunu ve bu kararları alanların düşünmesi gerektiğini ekliyor.

Türk Futbolunda Hakem Tartışmaları ve Standart Yoksunluğu

Türk futbolundaki hakem sorunları ele alınırken, kararlardaki standart yoksunluğu ön plana çıkıyor. Aynı maç içinde bile benzer hareketlere farklı kararlar verilmesi, adalet duygusunu zedeliyor ve taraftarların, camiaların, futbol kamuoyunun içini rahat bırakmıyor. Kimisi bu durumu hakemlerin futbol bilgisi eksikliğine bağlıyor; bazı hakemlerin futbolu yeterince bilmediği iddia ediliyor.

Hakem camiasında ciddi bir temizliğe ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Yazar, hakem konuşmaktan yorulduklarını dile getirerek, bu tür “malzeme”lerin Türk futbolunun Avrupa’da itibar kaybetmesine neden olduğunu ifade ediyor. Kararlardaki istikrarsızlık ve standartsızlık sürdükçe, futbol üzerinden yaşanan ayrışma ve nefret ikliminin derinleştiğine dikkat çekiliyor. Böyle sıkıntılı bir dönemde futbolun ayrıştırıcı bir unsur haline gelmesi kabul edilemez bulunuyor. Toplumsal barışı tehlikeye atacak hiçbir şeye müsamaha gösterilmemesi gerektiği, özellikle futbolda bunun daha da önemli olduğu vurgulanıyor. Gelecek haftalarda hakemlerin daha az konuşulması umut edilse de, beklentisinin bu yönde olmadığını belirtiyor.

Fenerbahçe’de Seçim Atmosferi ve Lig Hedefleri

Fenerbahçe’nin hafta içi yaşadığı hakem skandalının, kulübün seçim atmosferindeki gündemi değiştirdiği ifade ediliyor. Yaklaşan cumartesi-pazar günkü başkanlık seçiminde Ali Bey ile Saadettin Bey arasındaki makasın başlangıçtaki kadar açık olmadığı, sonucun hep birlikte görüleceği belirtiliyor. Yazar, seçim sonucuna etki edecek bir yorumda bulunmaktan kaçınarak, Fenerbahçe için hayırlısı olmasını diliyor.

Lig tarafına gelindiğinde ise Kasımpaşa maçının mutlaka kazanılması gereken bir mücadele olduğu vurgulanıyor. Milli maç arasına kadar en küçük bir kayba bile tahammülü olmayan Fenerbahçe’nin, tüm maçlarını kazanması gerektiği belirtiliyor. Kaleci konusuna değinilirken, Fenerbahçe’nin büyük bir kaleciye ihtiyaç duyduğu tekrar dile getiriliyor. Livakovic ve İrfan Can’ın idare ettiği yorumlarına karşılık, hafta içi maçtaki hatalar örnek gösteriliyor. Her kalecinin hata yapabileceği kabul edilse de, özellikle birinci goldeki pozisyonun modern futbolda libero gibi oynaması gereken bir kalecinin oyunu takip etmemesinden kaynaklandığına dikkat çekiliyor. İkinci golün ise fahiş bir hata olduğu ancak futbolda bu tür durumların da yaşanabildiği belirtiliyor. Ederson örneği verilerek, kaleci farkının topu karşılamaktan öte takımı atağa çıkarma yeteneğinde olduğu vurgulanıyor. Fenerbahçe’nin birtakım şeyleri değiştirmek için zamana ihtiyacı olduğu ancak bu zaman geçerken de saha sonuçlarını iyi alması gerektiği, aksi takdirde sıkıntının büyüyeceği ifade ediliyor.

Beşiktaş ve Zorlu Göztepe Maçı

Haftanın açılış maçı olan Göztepe-Beşiktaş karşılaşması da değerlendiriliyor. Göztepe’nin ligimizin değerli toplu takımlarından biri olduğu, İzmir’de maça büyük ilgi gösterildiği ve hatta trafik düzenlemeleri yapıldığı bilgisi veriliyor. Maçın keyifli geçmesi bekleniyor.

Göztepe’nin savunmada Hayton, orta sahada Juan ve Jenderson gibi önemli ve değerli oyuncuları olduğu belirtiliyor. Göztepe’nin derli toplu, birbirini tanıyan ve uyumlu bir takım olduğu, fizik kalitesinin de lig ortalamasının üzerinde olduğu ifade ediliyor. Bu nedenlerle Beşiktaş açısından zor bir maç olacağı öngörülüyor. Beşiktaş’ta Orkun, Salih ve Raşitsa’nın sakatlık ve cezaları nedeniyle kadroda olamayacakları, Svenson’un ise teknik direktör kararıyla alınmadığı belirtiliyor. Orta sahada geçen maçın iyi ismi Demirege’nin görev yapması bekleniyor. Cengiz’in belli bir bölüm oynayabileceği ancak Göztepe’nin kalitesinin onun uzun süre oynamasına izin vermeyeceği, baştan oynatılması durumunda sıkıntı yaşanabileceği yorumu yapılıyor. Cherni’nin yine bir tarafta başlayacağı düşünülüyor. Rafa Silva’nın ise volümünü yükseltmek ve kazanmak gerektiği, kendisinin bu ligin belirleyici yıldızlarından biri olduğu vurgulanıyor. Eğer mental bir sorunu varsa bunun çözülmesi gerektiği belirtilerek, Rafa Silva’yı kazanmanın zorunluluk olduğu ifade ediliyor. Beşiktaş açısından kolay bir maç olmadığı ve üç ihtimalin de açık olduğu bir karşılaşma olacağı değerlendiriliyor.

Ender Bilgin’in değerlendirmeleri, Türk futbolunun hem saha içi hem de saha dışı sorunlarına ışık tutuyor. Jose Mourinho’nun kariyer yolculuğundan hakem kararlarındaki istikrarsızlığa, Fenerbahçe’nin kritik seçim sürecinden Beşiktaş’ın zorlu lig mücadelesine kadar birçok konuya değinildi. Bu konuların Türk futbolunun geleceği üzerindeki etkisi ve çözüm arayışları önümüzdeki dönemde de tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.