Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi Çıkmazı: Okan Buruk’a Ağır Eleştiriler ve Takım Yapısı Analizi

Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’ndeki son mağlubiyeti, camiada büyük yankı uyandırdı ve Okan Buruk yönetimindeki takımın Avrupa performansını sorgulattı. Dün akşam alınan 5-1’lik yenilgi sonrası yapılan değerlendirmelerde, özellikle teknik direktör Okan Buruk’un açıklamaları ve takımın genel Avrupa karnesi dikkat çekiyor. Bu analizde, maçın kritik anlarından, oyuncu performanslarına, takımın felsefesinden transfer politikasına kadar birçok konu masaya yatırılıyor.

Okan Buruk’un Şampiyonlar Ligi Performansı ve Hazırlık Eleştirileri

Galatasaray camiası, bu tür farklı mağlubiyetlerin bir daha yaşanmamasını umarken, dün akşamki 5-1’lik sonuçla büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Teknik direktör Okan Buruk’un “İlkay ve Singo dün akşam hazır değillerdi” şeklindeki ifadeleri, sert eleştirilerin hedefi oldu. Yorumcu, Okan Buruk’un Şampiyonlar Ligi’ne hiçbir zaman tam olarak hazır olamadığını ve bu tür söylemlerle de hazır olamayacağını düşündüğünü net bir şekilde belirtiyor. Okan Buruk’a duyulan sevgiye rağmen, eğer İlkay ve Singo gibi isimlerin hazır olmadığı söyleniyorsa ve bu durum farklı mağlubiyetlere yol açıyorsa, ligde kazanılan şampiyonlukların Avrupa’daki bu başarısızlığı gölgeleyemeyeceği vurgulanıyor.

Galatasaray Spor Kulübü’nün kuruluş felsefesi olan “bizden olmayan takımları yenmek” parolası hatırlatılırken, Okan Buruk’un önceki Şampiyonlar Ligi vedalarında da “Sorumlu benim” dediği ancak bu durumun değişmediği ifade ediliyor. Özellikle Frankfurt maçında hazır olmadığı söylenen İlkay ve Singo’nun, maçın en iyi oyuncularından olması, bu açıklamaların çelişkili olduğunu gözler önüne seriyor.

Maçın Detaylı Analizi: Frankfurt’un Stratejik Üstünlüğü

Maçın ilk 35 dakikasında Galatasaray’ın iyi bir performans sergilediği söylense de, bu durumun Frankfurt’un oyunu test etmesinden kaynaklandığı belirtiliyor. Frankfurt, ilk yarım saat topa sahip olmaya çalışsa da, orta sahadaki mücadelede kayıp yaşadığını fark edince strateji değiştirdi. Topu tamamen Galatasaray’a bırakarak, kendi yarı sahasında kazandığı toplarla hızlı kanat atakları organize etti. Kanatlarda Doğan ve Knayf, merkezde ise Can Uzun ile Galatasaray’ın geriye dönemeyen hücum hattına karşı stoper ve beklerle birebir eşleşmeler üzerinden etkili oldular.

İlk gol Yunus’un bireysel hatasından kaynaklansa da, sonraki gollerin Frankfurt’un üzerinde çalıştığı taktiksel geçiş oyunları ve duran toplardan geldiği ifade ediliyor. Galatasaray’ın hücumda Leroysane’ın etkisiz kalması ve ileri çıkan diğer oyuncuların takım savunmasına yeterince yardım etmemesi, bu birebir eşleşmelerde dezavantaj yarattı.

Fiziksel Farklılıklar ve Ligin Avrupa’ya Etkisi

Maçta gözle görülür bir diğer fark, iki takımın fiziksel ve yaş ortalaması oldu. Frankfurt’un yaş ortalaması 24 iken, Galatasaray’ın 28.1 olması dikkat çekiciydi. Koşu mesafelerinde de yaklaşık 10 kilometrelik bir fark olduğu belirtildi. Yorumcu, Türkiye liginin 108-109 km koşu ortalamalarına alışkın olması nedeniyle, Avrupa’da 115 km’lik tempolara çıkmaya çalışıldığında sakatlıkların arttığına dikkat çekiyor. Bu durum, ligdeki rahat tempoya alışan takımların Avrupa’da zorlanmasının temel nedenlerinden biri olarak gösteriliyor.

Galatasaray’ın Maliyeti ve Avrupa Hedefi

Galatasaray’ın ligde 5 maçta sadece bir gol yemesi ve bir Avrupa maçında 5 gol yemesi, ligimiz ile Şampiyonlar Ligi arasındaki farkı net bir şekilde ortaya koyuyor. Anadolu takımlarına karşı alınan farklı galibiyetlerin, Avrupa’daki başarısızlıkları örtemeyeceği vurgulanıyor. Kulübün, sadece bonservis bedellerine yaklaşık 140-150 milyon Euro harcadığı ve maaşlar dahil edildiğinde bu rakamın çok daha yüksek olduğu belirtiliyor. Bu devasa harcamanın amacının Süper Lig şampiyonluğu değil, Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olmak olduğu ifade ediliyor.

Okan Buruk’un ligdeki şampiyonluklarının takdir edildiği, ancak kendisine bu kadronun Avrupa başarısı için kurulduğu ve artık bu hedef için başarılı olmak zorunda olduğu dile getiriliyor. Frankfurt maçının, Galatasaray için bundan sonrası adına kötü bir referans olduğu sonucuna varılıyor.

Bireysel Performanslar ve Yedek Kulübesi Sorunsalı

İlkay ve Sane gibi oyuncuların performansları da ele alındı. İlkay’ın, Manchester City’den Galatasaray’a gelirken çevresindeki takım arkadaşları ile Galatasaray’daki ortamın farklı olduğu belirtiliyor. İlkay’ın liderlik vasfı ve sorumluluk alma isteği öne çıkarılırken, 35 yaşına gelmiş bir oyuncudan 90 dakika boyunca çok yüksek tempoda koşmasının beklenemeyeceği ifade ediliyor. Duran toptaki zekice pasları örnek gösteriliyor.

Leroysane ise eleştirilerin odağındaydı. Sorumluluk almaktan kaçınması, şut çekmemesi ve maç içinde kolayca oyundan alınması istenen bir oyuncu haline gelmesi, Sane’nin beklenen performansı sergileyemediğini gösteriyor. Yorumcu, Sane yerine İcardi’nin bile oyuna alınmasının istenebileceği bir noktaya gelindiğini belirtiyor.

Galatasaray’ın 350 milyon Euro civarındaki değeriyle tarihinin en pahalı kadrosuna sahip olduğu ancak yedek kulübesinin Şampiyonlar Ligi seviyesinde oyun değiştirecek oyunculara sahip olmaması büyük bir sorun olarak gösteriliyor. Kulübede Abdullah, Abdulkerim, Arda, Metan, Berkayan, Ahmet Kutucu, Yakobs gibi isimlerin olduğu ve bu isimlerin maç çevirecek kalitede olmadığı dile getiriliyor. Özellikle Ahmet Kutucu’nun kurtarıcı olarak oyuna girmesi, durumun ciddiyetini ortaya koyuyor.

Sonuç: Sorumluluk Okan Buruk ve Ekibinde

Genel olarak, Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi kadrosunun yetersiz olduğu yönündeki eleştiriler yinelendi. Dün akşamki mağlubiyetin sorumluluğunun tamamen Okan Buruk ve yardımcılarında olduğu belirtiliyor. Okan Buruk’un maçı iyi okuyamadığı, Frankfurt’un ise basit ama etkili taktiklerle Galatasaray’ı alt ettiği ifade ediliyor. Frankfurt’un 21-22 kişilik teknik ekibinin çalıştığı detaylar karşısında, Okan Buruk’un ekibindeki isimlerin (örneğin altyapıdan Orhan Atatik’in kurtarıcı olarak alınması) sorgulanması gerektiği dile getiriliyor.