Fenerbahçe’nin Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) yaptığı kritik ziyaret ve beraberinde gelen açıklamalar, Türk futbolunda uzun süredir konuşulan ancak somut adımların atılamadığı birçok sorunu yeniden gündeme taşıdı. Bu buluşma, sadece bir kulübün tepkisi olmaktan öte, futbolun genel işleyişindeki yapısal problemlere ışık tutan önemli iddiaları beraberinde getirdi. Bu yazımızda, söz konusu ziyaretin detaylarını, Ali Koç’un dile getirdiği çarpıcı suçlamaları ve Türk futbolunun geleceğine dair yankıları ele alacağız.
Fenerbahçe’nin TFF Ziyareti ve Tartışmalı Açıklamalar
Fenerbahçe, TFF’ye 14 araçlık bir konvoyla giderek dikkat çekici bir “çıkarma” yaptı. Bu ziyaretin öncesinde Fenerbahçe, “Hesap zamanı” diyerek federasyona olan tepkisini açıkça ortaya koyarken, TFF ise kendisinin “hesap sorma makamı değil, futbolu düzeltme ve iyileştirme makamı” olduğunu belirtti. Görüşmelerin ardından Ali Koç’un yaptığı açıklamalar, Türk futbolunda derinlemesine tartışılması gereken birçok konuyu su yüzüne çıkardı.
Ali Koç’un PFDK Sevk Süreci
Ziyaret sonrası Ali Koç’un Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na (PFDK) sevk edilmesi de olayların hızını artırdı. İlk başta ziyaret sonrası yapılan açıklamalar için sevk edildiği düşünülse de, sevk kararının Alanyaspor maçı sonrası yaptığı yorumlar nedeniyle olduğu anlaşıldı. Bu durum, federasyonun kulüp ve başkanlarla olan ilişkisindeki hassasiyeti ve gerilimi gözler önüne serdi.
Futboldaki “Dernek” İddiaları ve Paralel Yapılanma
Ali Koç’un açıklamalarının en çarpıcı kısımlarından biri, futbol camiası içinde bir “dernek” yapılanmasına dair iddialardı. Bu derneğin davranışlarının “garip” olduğu ve “garip konulara karıştığı” belirtildi.
Geçmişten Gelen Sorunlar: Ferdi Karadoruk ve Enis Akça
Bundan bir yıl önce, aynı programda Ferdi Karadoruk isminin ilk kez kullanıldığı ve bu derneğin oluşturduğu “paralel yapı” ile ilgili gelişmelerin anlatıldığı hatırlatıldı. Dönemin TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun bu durumu ciddiye alıp derneğin zorunluluk statüsünü kaldırdığı, ancak daha sonra derneğin bir şekilde eski konumunu geri kazandığı ve adı geçen isimlerin görevlerine devam ettiği vurgulandı. Hatta genç hakem Enis Akça‘nın bu süreçte hakemliği bırakmak zorunda kaldığı belirtildi. Merkez Hakem Kurulu Başkanı’nın bu derneğe sürekli yol açtığı ve iddiaların bu derneği “paralel bir yapıya” dönüştürdüğü öne sürüldü.
Sahtecilik, Kayırma ve Mobbing İddiaları
Ali Koç’un iddiaları arasında “evrakta sahtecilik” yapılarak, sahte evraklarla ve sahte imzalarla hakemlerin maça atanmasının değiştirildiği yer alıyordu. Ayrıca hakem atamaları ve görevlendirmeleri arasında müdahaleler, kayırma ve mobbing olduğu belirtildi.
Hakemlere Yönelik Manipülasyonlar ve HTS Kayıtları
Daha da vahimi, hakemlere “Ben başkanla konuştum, bu maçta onu üzmeyeceğiz” gibi yönlendirmelerin yapıldığı ve hatta “HTS kayıtlarınızı dinliyoruz” tarzı söylemlerle mobbing uygulandığı iddia edildi. Ali Koç, eğitim konusunda da yanlışlar olduğunu, sınav sorularının dahi önceden verildiğini belirtti. Bu iddialar, hukukun da konusu olabilecek ciddiyette suçlamalardı. Akşam ise gazeteci Murat Arel, 9-10 hakemin müsabaka sonucunu etkileme dahil çeşitli suçlamalarla suç duyurusunda bulunduğunu iddia etti.
Yaşar Kemal Uğurlu Örneği ve Hakem Atamalarındaki Soru İşaretleri
Cem abi, olaylara daha geniş bir perspektiften yaklaşarak, Ferhat Gündoğdu’nun istifasının veya görevden alınmasının önemini vurguladı. Ayrıca, hakem Yaşar Kemal Uğurlu üzerinden çarpıcı bir örnek sundu.
Performans ve Etik İlkeler
Yaşar Kemal Uğurlu’nun hakemlik performansının soru işareti olduğu belirtildi. Kendisinden savunma istenince emekli olduğu, ancak daha sonra VAR direktör yardımcısı olduğu dile getirildi. Bu durum, TFF’nin iyileştirme söylemlerine rağmen, bazı isimlerin nasıl korunduğu sorusunu akıllara getirdi.
VAR Hakemliği Sürecindeki Şüpheler
Uğurlu’nun dil bilmediği, FIFA online dil sınavını başkasının yardımıyla geçtiği, koşu sınavlarını iki kere geçemediği için rapor aldığı ve klasmanı düşecekken VAR hakemi olduğu iddia edildi. Bu durum, VAR hakemlerinin yeterliliği ve atama süreçlerindeki şeffaflık konusunda ciddi şüpheler uyandırdı. Bu tür olaylar, etik kuralların ve liyakat sisteminin ne kadar işlediği konusunda endişelere yol açıyor.
Sistemsel Sorunlar ve Türk Futbolunun Geleceği
Ortaya atılan iddialar, Türk futbolunun sadece bireysel hatalardan değil, sistemsel ve yapısal sorunlardan muzdarip olduğunu gösteriyor.
Etik Kurallar ve Güvenilir İşleyiş
Yasal olan bir durumun bile, etik ilkeler çerçevesinde kabul edilemez olabileceği vurgulandı. Örneğin, hakemlerin kumarhaneye gitmesi yasal olsa da, futbol dünyasında manipülasyona açık bir pozisyonları olduğu için etik dışı bulunabilir. Önceki dönemde hakemlerin gerekçesiz olarak görevden alınması ve bu durumun hala açıklığa kavuşmaması, mevcut tartışmalı durumla birleşince güven sorunu yaratıyor.
Adalet Talebi ve Beklentiler
Tüm bu iddialar, Türk futbolunda sağlıklı bir işleyişin olmadığını ve kurumsallığın zarar gördüğünü ortaya koyuyor. Takımların itirazlarının sadece kişilere değil, işleyişe, kurguya ve anlayışa olması gerektiği belirtildi. Bu sorunlar çözülmeden, Türk futbolunun uluslararası arenada başarılı olmasının ve Şampiyonlar Ligi’nde yarı final, final oynayıp kupa kazanmasının mümkün olmadığı dile getirildi. Zira her şey birbirine bağlı bir “ekosistem” içinde ve bir alandaki bozulma tüm sistemi etkiliyor.
Sonuç
Fenerbahçe’nin TFF ziyareti ve Ali Koç’un dile getirdiği iddialar, Türk futbolunda şeffaflık, liyakat ve etik değerlerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Evrakta sahtecilikten mobbinge, sınav manipülasyonundan hakem atamalarındaki şüphe uyandıran durumlara kadar birçok ciddi suçlama, federasyonun acil ve kapsamlı bir soruşturma başlatmasını gerektiriyor. Aksi takdirde, Türk futbolunun ulusal ve uluslararası arenadaki itibarı daha da zarar görecek, güven ortamı tamamen ortadan kalkacaktır. Bu iddiaların ciddiyetle ele alınması, araştırılması ve sorumluların hesap vermesi, Türk futbolunun geleceği için hayati önem taşımaktadır.