Eintracht Frankfurt – Galatasaray Devre Arası Değerlendirmesi: Şampiyonlar Ligi’nde Kabus Gibi Bir İlk Yarı

Eintracht Frankfurt – Galatasaray Devre Arası Değerlendirmesi: Şampiyonlar Ligi’nde Kabus Gibi Bir İlk Yarı

Şampiyonlar Ligi 1. hafta mücadelesinde temsilcimiz Galatasaray, Eintracht Frankfurt deplasmanında ilk yarıyı 3-1 geride tamamladı. Maça Yunus Akgün’ün golüyle rüya gibi başlayan sarı-kırmızılılar, arka arkaya yediği gollerle şoka uğradı. Sports İşler canlı yayınında Bülent Timurlenk ve Berkay Tokgöz, bu “kabus gibi” ilk yarıyı detaylıca değerlendirdi ve ikinci yarıya dair beklentilerini paylaştı.

İlk Yarıya Hızlı Başlangıç ve Ardından Gelen Şok

Karşılaşmaya hızlı başlayan Galatasaray, Yunus Akgün’ün şık golüyle 1-0 öne geçti. Bu golle oyunda üstünlüğü ele geçiren sarı-kırmızılılar, Barış Alper Yılmaz ile ikinci gol fırsatını çok net bir şekilde kaçırdı. Maçın dönüm noktası olarak görülen bu pozisyonun ardından Eintracht Frankfurt, arka arkaya bulduğu üç golle ilk yarıyı 3-1 önde kapattı. Bülent Timurlenk, ilk yarının Galatasaray adına “kabus gibi” bittiğini ifade ederken, her şeyin mükemmel gittiği anlarda yaşanan düşüşün altını çizdi.

Bireysel Hatalar ve Savunma Zaafiyetleri

Maçın yorumcuları, kalede görülen üç golün, detaylara inmeden bile bazı şeylerin yolunda gitmediğini gösterdiğini vurguladı. Özellikle Yunus Akgün’ün bireysel hatasıyla gelen 1-1’lik beraberlik golü, Galatasaray’ın ilk yarım saatteki kontrolünü bozdu. Frankfurt’un oyun silahlarının belli olduğunu ve gizli bir şey yapmadıklarını belirten yorumcular, 1-0 öndeyken taraftar önünde sendelemiş bir Frankfurt’u ikinci golle mat etme şansının kaçırıldığını dile getirdi.

Galatasaray’ın ön alan baskısını korusa da, hatlar kırıldığı zaman arka tarafta çok fazla açık bıraktığı gözlemlendi. Canzu’nun golü, kaybedilen bir top sonrası kanat ortasından gelirken, İlkay’ın derin pasını anlamakta geciken Yunus’un top kaybı da Frankfurt’a geçiş imkanı sundu.

Leroy Sane’nin ilk yarıdaki performansı da eleştirilerin odağındaydı. Sane’nin ilk yarıdaki istatistikleri şu şekildeydi:

• Dribbling: 4 denemede 0 başarılı
• İkili Mücadele: 8 denemede 1 başarılı
• Top Kaybı: 12

Bu top kayıplarının Galatasaray’ın kontra atak yapmasını engellediği belirtildi. İlkay’ın Barış Alper’e attığı enfes pasın kaçırılması ise maçın en kritik anlarından biriydi.

Okan Buruk’un Oyuncu Tercihleri ve Savunma Tandemi

Okan Buruk’un oyuncu tercihlerinin de ilk yarıdaki skorda etkisi olabileceği konuşuldu. Özellikle Abdülkerim’in ağır bir stoper olması ve Davinson Sanchez’e göre Doğan karşısında daha zorlanabileceği fikri dile getirildi. Takımın alışkın olduğu stoper ikilisinin bozulmasının bir risk olduğu ve üçüncü gol anında Singo’nun merkezde yer almasının da düşündürücü olduğu belirtildi.

Frankfurt’un geçiş oyunlarında mükemmel olduğunu ve rakip ceza sahasında altı kez topla buluşup üç gol atmalarının (yüzde 50 başarı oranı) kolay rastlanır bir durum olmadığı vurgulandı. Okan Hoca’nın, Singo ve Davinson’u orta sahanın öbür tarafına kadar çıkartarak, Eren ve Şalay’ın dönüş hızına güvendiği ve Lemine’yi bir “sigorta” olarak düşündüğü ifade edildi. Ancak Frankfurt’un ayakları titreyen bir takım olmasına rağmen, uzun toplarla ve santrafor Bulgart’ın indirmeleriyle etkili olabildiği aktarıldı.

Şampiyonlar Ligi’nin Acı Gerçeği

Yorumcular, 1-0 öndeyken 2-0 yapma şansını bulabilecekken, soyunma odasına 3-1 mağlup gitmenin “Şampiyonlar Ligi” gerçeğini ortaya koyduğunu belirtti. Kendi birinci bölgede Yunus’un yaptığı basit top kaybının “idman değil burası” diyerek eleştirilmesi, bu seviyede hataların affedilmez olduğunu gösterdi. Frankfurt’un tehlikeli bölgesi ve topu kazandıktan sonraki ilk 2-3 saniyede direkt kaleye gitme özellikleri bilindiği halde, Galatasaray’ın bu tarz goller yemesi eleştirildi. Ayrıca, Galatasaray’ın duran top savunmasında da zafiyetler gösterdiği ifade edildi.

Kaleci Performansı ve Yenen Goller

Uğurcan Çakır’ın 0-0’ken karşı karşıya kaldığı bir pozisyonu ve Eren’e çarpıp direk dibine giden bir topu çıkardığı belirtilerek, kalecinin bazı kurtarışlar yaptığına dikkat çekildi. Yenen gollere bakıldığında ise:

• İlk gol: Uğurcan’ın kurtarışına rağmen Davinson’a çarparak ağlara gitti.
• İkinci gol (Canzu): Çatala giden, yetenek isteyen bir vuruştu.
• Üçüncü gol: Uğurcan için çok ters bir top olduğu ve kurtarılmasının zor olduğu aktarıldı.

İkinci Yarı Beklentileri ve Muhtemel Hamleler

İkinci yarıda Frankfurt’un derin savunma yapıp geçiş arayacağı, Galatasaray’ın ise puan ya da averaj için risk alacağı tahmin ediliyor. Okan Buruk’un ikinci yarıda yapabileceği hamleler üzerinde duruldu. En olası senaryo olarak Leroy Sane’nin yerine İsmail Yakobs’un oyuna girmesi ve Yunus’un sağ kanata çekilmesi gösterildi. Daha fazla değişiklik yapmanın (Singo’yu sağ beke çekmek, Salaj’ı öne koymak veya Abdülkerim’i oyuna almak) çok fazla taşı aynı anda oynatmak anlamına geleceği ve bıçak sırtı bir karar olacağı belirtildi.

Yorumcular, 3-1 gerideyken bu maçın artık “Ikardili bir maç” olmadığını, Galatasaray’ın geçiş oynamaya müsait bir takım olduğunu vurguladı. Ancak Leroy Sane gibi bonservisli bir star oyuncuyu Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk deplasman maçında yedek kulübesinde tutmanın da zorluğuna değinildi. Barış Alper’in de ikili mücadelelerde kolay yerde kalıp hakemden faul beklemesinin Şampiyonlar Ligi’nin sertliğine uymadığı ifade edildi.

Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’nde genel olarak başarılı bir geçmişi olmadığı (25 yılda 30 maçta 3 galibiyet) ve bu devrin değişmesi gerektiği vurgusu yapıldı. Okan Buruk’un bu durumu değiştirebilecek kapasitede olup olmadığı tartışılırken, futbolun basit temel kurallarına uyulması gerektiği belirtildi.

Sonuç

Galatasaray’ın Eintracht Frankfurt karşısındaki ilk yarı performansı, erken öne geçmesine rağmen bireysel hatalar, savunma zaafiyetleri ve basit futbol kurallarından uzaklaşma nedeniyle hayal kırıklığı yarattı. Kaçan net gol fırsatları ve rakibin geçiş oyunlarına karşı savunmadaki boşluklar, Şampiyonlar Ligi seviyesinde pahalıya mal oldu.

İkinci yarıda Okan Buruk’un yapacağı oyuncu değişiklikleri ve taktiksel hamleler, Galatasaray’ın bu “kabus gibi” ilk yarının ardından toparlanıp toparlanamayacağını belirleyecek. Temsilcimizin puan ya da averaj için mücadele ederken, Şampiyonlar Ligi’nin zorlu atmosferine daha iyi adapte olması büyük önem taşıyor.