Hakem Kararları ve Türk Futbolunda Adalet Arayışı: Beşiktaş’ın İsyanı

Türk futbolu, son dönemde hakem kararlarıyla çalkalanmaya devam ediyor. Özellikle Beşiktaş’ın Orkun Kökçü’nün kırmızı kartına ilişkin yaptığı açıklamalar ve ardından gelen tartışmalar, adaletin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu blog yazımızda, Okan Koç ve Mehmet’in hakem yönetimleri, VAR uygulamaları ve Türk futbolundaki genel adalet sorunları üzerine yaptığı çarpıcı değerlendirmeleri ele alacağız.

Hakemlerin Korkusu ve Karar Mekanizmasına Etkisi

Okan Koç, hakemlerle ilgili önemli duyumlar aldığını belirterek söze başladı. Bazı hakemlerin sahaya büyük takımların maçlarını yönetirken korku ve çekimserlikle çıktığını ifade etti. Bu durumun, hata yapma endişesiyle yanlış kararlar alınmasına yol açtığını vurguladı. Koç’a göre, bu korku takımların lehine değil, aleyhine sonuçlar doğurabiliyor ve şampiyonluk yarışında adaletin önüne geçiyor. Eğer bu korkuyla maça çıkılıyorsa, hiç çıkılmaması gerektiğinin altını çizdi.

Ferhat Gündoğan ve Hakem Kadrolarına Çağrı

Okan Koç, Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Ferhat Gündoğan ve ekibine önemli bir çağrıda bulundu. Hakemlerin birbirlerine önyargıyla, gruplaşma veya kutuplaşma şeklinde bakmamaları gerektiğini söyledi. Türkiye Ligi’nde birçok önemli takım ve şehir olduğunu hatırlatarak, Türk futbolunun artık “kirli ellerden” temizlenmesi gerektiğini dile getirdi.

Beşiktaş Taraftarının Haklı İsyanı

Beşiktaş taraftarının haklı isyanında olduğunu belirten Koç, yıllardır siyah-beyazlıların hak etmediği reaksiyonlar ve tepkilerle karşılaştığını ifade etti. Hakemler tarafından yapılan bu haksızlıkların artık sorgulanması gerektiğini vurgulayarak, Beşiktaş camiasının adalet arayışında “barut gibi” olduğunu dile getirdi. Türk futbolunun en kısa zamanda temizlenmesini, şampiyon olan takımın gururla gezmesini ve takımların mücadele ederek, karakter koyarak maç kazanmasını arzuladığını ekledi.

Mehmet’ten Hakem Hataları ve VAR Eleştirisi

Mehmet, son hafta maçlarında yaşanan hakem hatalarına dikkat çekerek özellikle Fenerbahçe-Trabzonspor maçındaki skora etki eden VAR pozisyonunu örnek verdi. Genellikle bu tür pozisyonlarda orta hakemin inisiyatifinin ön planda tutulması gerektiğini düşündüğünü belirtti. Beşiktaş’ın Orkun Kökçü pozisyonunda da benzer bir durum olduğunu, VAR’ın bazen “iş güzarlığı” yaptığını ifade etti. Ligin henüz başında olunduğunu ancak hakem kalitesinin çok iyi olmadığını gözlemlediğini söyledi. Halil Umut Meler ve Cüneyt Çakır gibi uluslararası tecrübeye sahip hakemlerin bile ulusal ligdeki yönetimlerinin futbolseverleri tatmin etmediğini bir gerçek olarak sundu. Türk futbol ikliminin saha dışı hakem tartışmalarına çok fazla zemin hazırladığını da ekledi.

VAR’ın Yanlış Kullanımı ve Niyet Sorgulaması

Mehmet, hakem hatalarının Avrupa maçlarında da yaşandığını ancak oralarda niyet sorgulamasının yapılmadığını, Türkiye’de ise niyet sorgulamasının tadı kaçırdığını dile getirdi. Türkiye Kupası’nda belli bir tura kadar VAR kullanılmadığını ve bu maçlarda da çok büyük felaketlerin yaşanmadığını belirterek, VAR’ın Türkiye’de doğru kullanılmadığı gerçeğinin altını çizdi. Uzatma dakikaları konusunda da Beşiktaş-Başakşehir maçını örnek göstererek, 5 dakikalık uzatmanın 12 dakikaya çıkması gibi anormal durumların standart eksikliğinden kaynaklandığını söyledi.

Okan Koç, Başakşehirli oyuncunun zaman geçirmeden dolayı aldığı ikinci sarı kartı doğru bulduğunu, zira futbolcunun kuralın farkında olduğunu belirtti. Ancak Orkun Kökçü’nün pozisyonundaki “makas alma” ve çapraz bağ zedelenmesi riski taşıyan hamleyi daha art niyetli ve oyuncunun kariyerini etkileyebilecek bir durum olarak değerlendirdi. VAR’ın Beşiktaş maçlarında sarı kartlık pozisyonlara müdahale ederken, böylesine tehlikeli bir hamleye müdahale etmemesini “Beşiktaş’a karşı art niyet” olarak yorumladı ve bunun kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Geçmişten Gelen Haksızlıklar ve Beşiktaş’ın Engellenmesi

Okan Koç, Beşiktaş camiasının bu durumu kabul etmediğini ve yönetimin gerekli yaptırımları yapması gerektiğini ifade etti. Taraftarın arkalarında olduğunu ve artık bu tür haksızlıkları kabul edecek durumda olmadıklarını söyledi. Yıllardır aynı senaryoların yaşandığını belirten Koç, geçmişten Kasımpaşa, Başakşehir, Galatasaray maçlarını, Sergen Yalçın dönemindeki Kenan Karaman’a verilmeyen penaltıyı ve Adana Demirspor maçlarını örnek gösterdi. Beşiktaş’ı bir uçağa benzeterek, takımın havalanmasına izin verilmeden tekerinin patlatıldığını veya önüne geçildiğini metaforik bir dille anlattı. Beşiktaş’ın ayrıcalık değil, sadece adalet istediğini yineledi.

Hakem hatalarının yabancı oyuncuların motivasyonunu düşürdüğünü ve performanslarını etkilediğini de ekleyen Koç, yerli ve lider vasıflı oyuncuların az olmasının bu durumu daha da zorlaştırdığını söyledi. Orkun Kökçü’nün de bu oyunculardan biri olduğunu ve onun da önüne geçildiğini belirtti.

Federasyona Adalet Çağrısı

Okan Koç, Ferhat Gündoğan’ın Yasin Kol ve Atilla Karaoğlan gibi bazı hakemlere sorumluluk ve “şımarıklık” alanı tanıdığını, bunun diğer hakemleri nasıl etkilediğini sorguladı. Tüm hakemlere aynı gözle, eşit seviyede bakılması gerektiğini vurguladı. Koç, yapamayanların görevi bırakması gerektiğini ve Türk futbolunun kaosa sürüklenmemesi gerektiğini dile getirdi. Fatih Tekke gibi sakin bilinen teknik direktörlerin bile isyan etmeye başladığını, yakın zamanda Sergen Yalçın ve Anadolu takımı hocalarının da seslerini yükselteceğini öngördü. Son olarak, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı’na seslenerek gerekli yaptırımın yapılmasını, Ferhat Gündoğan’ın ya adaleti sağlamasını ya da görevinden azledilerek yerine adaletli birinin getirilmesini talep etti.

Sonuç

Türk futbolunda hakem kararları ve adalet arayışı, derinlemesine konuşulması gereken, gergin ancak elzem konular olmaya devam ediyor. Beşiktaş’ın ve diğer kulüplerin isyanı, hakemlerin saha içi ve dışı baskılarla mücadele etme zorunluluğu, VAR uygulamasının etkinliği ve Türk futbolunun genel gidişatı, acil çözüm bekleyen sorunlar yumağını oluşturuyor. Temiz, adil ve rekabetçi bir lig için tüm paydaşların sorumluluk alması ve adalet ilkesini ön planda tutması büyük önem taşıyor.