Fenerbahçe-Trabzonspor Maçı Sonrası Hakem Tartışmaları: Türk Futbolunun Karanlık Yüzü mü?

Süper Lig’de oynanan Fenerbahçe-Trabzonspor derbisi, her ne kadar 1-0 Fenerbahçe galibiyetiyle sonuçlansa da, maçın ardından en çok konuşulan konu hakem kararları oldu. Yayınımızda Ulaş Özdemir, Abdullah Ercan ve Onur Özkan gibi değerli isimlerle bir araya gelerek, sahadaki futbolun ötesine geçen tartışmalı anları ve Türk futbolunun genel durumunu masaya yatırdık.

Hakem Müessesesi ve Şaibeli İddialar

Ulaş Özdemir, rahmetli Özkan Sümer’in “Türkiye’de futbol masada oynanır, sahada kazanılır” sözünü hatırlatarak, bu durumun genelde Trabzonspor’un aleyhine işlediğini belirtti. Özdemir’e göre, TFF ve MHK Başkanı Ferhat Gündoğdu, “devletin içerisindeki hain yapılanma gibi” bir yapı kurarak maçları yönetecek hakemler yerine kendine biat edecek hakemleri göreve atıyor. Özellikle Fenerbahçe maçına tecrübesiz bir hakem atanması ve VAR odasındaki isimler, bu şüpheleri daha da artırdı. Özdemir, MHK’nin Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’a bir “zeytin dalı uzatmak” amacıyla maçı Trabzonspor’dan alıp Fenerbahçe’ye verdiğini iddia etti. Hatta Trabzonspor’un İstanbul deplasmanında kazanmak için 15 kişiyle sahaya çıkması ve 4-5 gol atması gerektiğini dile getirdi. Bu ağır ithamlar, Türk futbolunda hakem kararlarının ne denli kritik bir noktaya geldiğini gözler önüne serdi.

Abdullah Ercan da maçın hakemin çok önüne geçtiğini ve özellikle büyük maçlarda bu durumun futbolu konuşmayı engellediğini vurguladı. Ercan’a göre, Trabzonspor için maçın kırılma noktası Onaçu’nun verilmeyen golüydü.

Tartışmalı Pozisyonlar Mercek Altında

Onaçu’nun İptal Edilen Golü (11. Dakika): Onaçu’nun topu ağlarla buluşturduğu an VAR uyarısıyla faul olduğu gerekçesiyle iptal edildi. Hakem Ozan Ergün, VAR monitöründen izledikten sonra golü geçersiz saydı. Tüm yorumcularımız, bu kararın yanlış olduğunu ve golün nizami olduğunu belirtti. Abdullah Ercan, kafa topuna çıkan bir oyuncunun ellerini kullanmasının doğal olduğunu, Ulaş Özdemir ise VAR’ın golü iptal etmek için bahane aradığını iddia etti.
Okayay’ın Kırmızı Kartı (17. Dakika): Okayay’ın kayarak yaptığı müdahale sonrası hakem sarı kart göstermiş, ancak VAR uyarısıyla pozisyonu tekrar izleyen Ozan Ergün kırmızı kartı çıkarmıştı. Yorumcularımızın tamamı, bu pozisyonun net bir kırmızı kart olduğunu kabul etti. Ancak Ulaş Özdemir, Okayay’ın bu gereksiz hareketinin iptal edilen golün psikolojik etkisiyle gerçekleştiğini savunarak, hakemin ilk kararlarının maçın gidişatını nasıl etkilediğine dikkat çekti. Abdullah Ercan ise Okayay gibi tecrübeli bir oyuncunun orta sahada bu tür bir müdahaleye kalkışmasının büyük bir hata olduğunu ve takım arkadaşlarına karşı “ayıp” olduğunu ifade etti.
Şkrin Yar’ın Faulü (Sarı Kart Tartışması): Şkrin Yar’ın Onaçu’ya yaptığı faulde kart çıkıp çıkmaması gerektiği tartışıldı. Yorumcular, top ayaktan çıktıktan sonra yapılan bir hareket olduğu için sarı kart çıkabileceği yönünde görüş bildirdi.
İsmail Yüksek’in Sarı Kartı (41. Dakika): İsmail Yüksek’in Saviç’e yaptığı faul net bir sarı kart olarak değerlendirildi.
Fenerbahçe’nin Direkten Dönen Topu (Gol mü Değil mi?): Şimanski’nin şutunda topun çizgiyi geçip geçmediği tartışıldı. Yorumcularımız, topun çok net bir şekilde yeşil zemine vurduğunu ve gol olması gerektiğini savundu. Yine VAR’ın müdahale etmemesi eleştirildi ve hakemin “telafi eyyamı” yaptığı iddia edildi.
Saviç’in Sarı Kartı (İtirazdan): Trabzonspor kaptanı Saviç’in hakeme itirazdan sarı kart görmesi, kaptanların hakemle konuşma hakkı olduğu vurgulanarak eleştirildi.
Şkrin Yar’ın Onaçu’ya Sert Müdahalesi (İkinci Sarı Tartışması): Şkrin Yar’ın Onaçu’ya kayarak yaptığı müdahalenin ikinci sarı kartı gerektirip gerektirmediği konuşuldu. Girişin çok sert olduğu ancak net bir temas olmaması nedeniyle kart çıkmadığı, ancak olsa sakatlığa yol açabileceği belirtildi.

Tedesco ile Fenerbahçe’de Yeni Bir Dönem

Abdullah Ercan, Tedesco’nun Fenerbahçe’ye getirdiği bazı değişiklikleri gözlemlediğini belirtti. Özellikle half-space kullanımı (stoperle bek arası), topu kaybettikten sonra 3-4 kişilik pres anlayışı ve dörtlü savunma formasyonuna dönüş, dikkat çeken noktalar oldu. Ercan, Tedesco’nun çok iyi bir taktisyen olduğunu ve Fenerbahçe’nin zamanla daha iyi bir oyun sergileyeceğini düşünüyor. Onur Özkan da Tedesco’nun vadettiği hücum futbolu, önde baskı ve topu çabuk geri kazanma prensiplerinin maçta görüldüğünü, ancak rakibin 10 kişi kalmasının bu değerlendirmeyi zorlaştırdığını ifade etti. Özkan, Türk futbolunda skorun her şeyden önce geldiğini ve Tedesco’nun hızlıca galibiyetler alarak camianın güvenini kazanması gerektiğini vurguladı. Ayrıca Tedesco’nun elindeki kaliteli kadronun hem avantaj hem de “yıldız egosu yönetimi” açısından bir sınav olabileceğine değindi. Özellikle Şimanski’nin sağ kanat ve merkezde farklı rollerde kullanılması, hocanın taktiksel çeşitliliğinin bir göstergesiydi.

Fatih Tekke’nin Zorlu Mücadelesi ve Trabzonspor’un Geleceği

Fatih Tekke’nin Trabzonspor’daki performansı da ele alındı. Takımın bu sezona iyi başladığı, Ziraat Türkiye Kupası’nda finale çıktığı, ancak derbilerde henüz galibiyet alamadığı belirtildi. Ulaş Özdemir, Pina, Buari ve Olay gibi üç önemli oyuncusunun yokluğunun Fatih Tekke’nin oyun planlarını etkilediğini vurguladı. Hoca’nın elinin çok güçlü olmadığını, kısıtlı bir kadroyla çalıştığını dile getirdi. Ancak Trabzonspor’un takım savunmasını çok iyi yaptığını ve yedikleri gol sayısının bunu kanıtladığını ekledi. Onur Özkan ve Abdullah Ercan, Fatih Tekke’nin zamana ihtiyacı olduğunu, taraftarın da bu süreçte sabırlı olması gerektiğini ifade etti. Trabzonspor’un bu sezonki hedefinin şampiyonluktan ziyade Avrupa kupalarına katılmak olması gerektiği, genç ve atletik kadro yapısının doğru kullanılmasıyla uzun vadede başarıya ulaşabileceği üzerinde duruldu. Özellikle Onana ve Batagov gibi oyuncuların performansları övgü topladı. Batagov’un, piyasasının en iyi sol stoperlerinden biri olduğu ve Avrupa’da olsa değerinin 25 milyon Euro’dan başlayabileceği belirtildi.

Sonuç: Futbolu Korumak İçin Değişim Şart

Genel kanı, Türk futbolunun hakem kararlarıyla gölgelenmeye devam ettiği yönündeydi. Yorumcularımız, hakem müessesesindeki bu yapının yıkılması ve futbolda adaletin tesis edilmesi gerektiği konusunda hemfikir oldu. Fatih Tekke’nin de belirttiği gibi, “Hakem olmanın ilk şartı iyi insan olmaktan geçmeli.” Bu ilkenin sadece hakemler için değil, tüm futbol paydaşları için geçerli olduğu vurgulandı. Aksi takdirde, sahadaki futbolun güzelliği yerine, tartışmalı pozisyonlar ve şaibeli iddiaların konuşulmaya devam edeceği bir döngüde kalınacaktır.

Yayınımızda ayrıca kısa da olsa, EuroBasket’te Avrupa ikincisi olan 12 Dev Adam’ımız ve yükselen performans gösteren Sultanlar Ligi takımlarımız tebrik edildi. Tedesco ve Fatih Tekke’nin geleceğine dair beklentiler, Fenerbahçe’deki başkanlık seçimi ve Beşiktaş ile Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’ndeki durumu da konuşulan diğer başlıklar arasındaydı.

Türk futbolunda adaletin sağlanması ve sahadaki oyunun ön plana çıkması dileğiyle…